bugün

her şeyin geçici olması

o kadar da geçici değil. hayat çok edilgen. ona ne verirseniz karşılığını veriyor. eğer kendinizden büyük bir şey yaparsanız sizden sonra da varlığınız devam eder; fakat kendinizden daha büyük bir şey yapabilmek için bir hayatın tüm keyiflerini neredeyse sıfıra indirip öyle yaşamak gerekiyor. bir hayatı, bir vizyonu, bir ideali büyütmek için o hayat ideal ve vizyona sadık kalabilmek gerekiyor.

ne geçicidir? mete gazoz örneğin, altın madalyası geçici midir? orhan pamuk'un nobel'i geçici midir? değildir.

kendinden büyük bir şey yapmak, en azından amaç olarak bunu edinmek gerekiyor. vücutlarımız geçer gider, kaslarımız erir, güzelliğimize alışılır, yaşlanırız, hepsi olur. günün sonunda muhakkak öleceğiz. bu en net gerçeğimiz. ama ölünceye kadar ne olacak, nasıl bir hikaye yazacağız onu bilmiyoruz. heyecan verici olan burası. biz bilmiyoruz. tahmin edebiliyor, program yapabiliyor, çabamıza göre şekillenen süreci yorumlayabiliyoruz.

bu benim için çok önemli bir mesele. eğer hayatı ben yaratmış olsaydım daha teknik bir zemin kurgulardım ama bu da adaletsiz bir sonuç yaratabilirdi düşününce. böylesi sanırım en güzeli. düşüp kalkmak yani.

başarısızlık her yerdedir. sadece tanımlanmamıştır. geçiciliğin de açıkçası süresi belli değil. bilmiyorum ya.

bir ilişkinin bitişi de başarısızlıktır. bu tarafların nihayetinde kusurlu davranışları sebebiyle biriken bir gerilimin sonlandırılması. kilo almak? o bile başarısızlıktır. başarısızlık her yerde. kalıcı olan nedir bilmiyor değiliz. kalıcı olana talip olmaya cesaret edemiyoruz belki. bilmiyorum.

çok zor bir konu.

fakat günceli kurtarmak ve çağa uyum sağlayabilmek için çok düşük bir düzeyde de olsa belki bu çarpıtılmış akışla uzlaşmak lazım. bilmiyorum.