bugün

keten tohumu

''Bana çok ilginç gelen bir olay yaşamıştık 2 yıl kadar önce. izmir sağlıklı yaşam fuarında bir yağ firmasının sahibi ile çok enteresan ve bilgilendirici bir sohbetimiz olmuştu. Konu yağ yapımı ve yağların kullanımı ile ilgiliydi. Hatta daha sonra bahsettiklerini gözlerimle de görmem için fabrikalarına davet ettiler ve gerçekten çok ilginç bir gezi oldu benim adıma. O zamanlar yeni moda olmuş olan keten tohumu, sohbetimizin baş konusu olmuştu. Aynı dönemlerde çok meşhur bir doktorumuz, her gün yüksek tirajlı bir gazetede tam sayfa sağlık haberleri yazıyordu. Kendisi, diline keten tohumunu dolamış herkese günde 2 çorba kaşığı keten tohumu yemeyi hararetle öneriyordu. işin uzmanından konuyu dinleyince işin rengi değişti elbette. Çünkü konuştuğum bey ziraat mühendisi olmuş masterını da gıda mühendisi olarak yapmış. ilk olarak bana keten tohumunun yapısını anlattı. Kavrulmamış hali ile keten tohumunun üzerinde gözle zor görülen tırtıklarından bahis etti bunların sindirim sistemine çokça alınmasının ince bir zarla kaplı olan bu sisteme zarar vereceğinden dem vurup aslında keten tohumunun sahip olduğu omega zincirinse kısa olduğunu ekledi. Dolayısı ile günlük omega ihtiyacını karşılamak için gereken doz 20 çorba kaşığı. Eh tabii 20 çorba kaşığı kavrulmamış keten tohumu zararlıysa acaba kavrulmuşu yenir miydi? Külliyen zarar, yanma eşiği çok düşük olan keten tohumunu kavurmayı bırakın 40 santigrat dereceyi geçen bir ısıya maruz bırakırsak, içindeki faydalı yağlar beziryağına dönüşüyormuş yani toksit yağ oluyormuş. Hatta ısı konusu o kadar ciddi ki yağ çıkarmak için preslendiğinde bile basınçla oluşacak olan ısı da aynı etkiyi yapacağı için bu tip ısı eşiği düşük tohum ve bitkilerin soğuk pres denilen özel bir makine ile preslenerek yağlarının çıkarılması gerekiyormuş. O zaman 1 çorba kaşığı keten tohumu yağı, 20 çorba kaşığı keten tohuma denk gelecek ve gereken omega zinciri tamamlanmış olacakmış.

Tüm bu bilgilerden sonra merak ettim bu meşhur doktorumuza ulaşıp bunları kendisine ilettiler mi diye? Birkaç kez kendisine ulaşmak için mesaj bırakmış, mail yazmışlar, doğru bilgilendirme yapsın diye ancak geri dönmemiş sadece asistanı; 'Sponsorluk verirseniz firmanızdan bahis ederiz' demiş. işte bizde işler böyle yürüyor. Ve bu doktorlar otellerle anlaşarak hem gazete köşelerinde de bolca bahsedip reklam yapıp detoks programları düzenliyor. Sonra mı ne oluyor? Metabolizma rahatsızlıkları bir süre sonra başınıza kalıcı olarak yerleşip, yaşam kalitenize sıkı bir darbe vuruyor. Bozulan tiroit dengesi, mineral dengesi, vitamin eksiklikleri, asabiyet gibi şikâyetlerimiz için bu sefer ruhsal terapileri kovalamaya başlıyoruz.'' *