bugün

terorist bir orgut olarak israil devleti

laik bir devlet değildir. ama terörist bir devlet de değildir. çünkü olaya onların penceresinden baktığınız zaman dünyadaki bütün devletleri terörist bir oluşum diye nitelendirmeniz gerekir. toprağın ilk başta kimin olduğu hususu son derece şaibelidir. toprak, bir mülkiyet ürünü olarak kabul edildiğinde, bu bir anlamda bütün semavi dinlerin ana çıkış noktası olan "adem ile havva" efsanesinini birebir çöküşü demektir ki; bu da din'in kendi kendisini tasfiye etmesi anlamına gelir

öte yandan globalleşen dünyada, sınırları ve çıkarları belirleyen ne din ne de etnik kimliklerdir. hatta ve de hatta artık devletler bile uluslararası ilişkilerde artık etkinliğini yitirmiş durumdadır. artık küresel alanda ilişkilerin ana ölçeği ulusötesi şirktler tarafından belirlenmektedir. diğer bir deyişle, dört yıl da bir sandık başına gidip verdiğimiz oylar sadece küresel oyunda küçük bir rol'ün icabıdır.

israil filistinlilere uyğuladığı şiddetten ötürü, faşist, ırkçı ve otoriter bir devlettir.
ancak bu çerçeveden baktığınızda faşist, şiddet yanlısı ve otoriter olmayan bir devlet bana gösterebilir misiniz? hani mutluluğun sembolü olarak addedilen iskandinav ülkeleri bile yeri geldiğinde ulusal çıkarlarından ötürü ruslar ile kafa kafaya çarpışma noktasına kadar gelmişlerdir.

meseleyi eğer kendi ülkemize dayandıracak olursak. türkler ve kürtler arasındaki çıkan ya da çıkarılmak istenen çatışmalar bu iki etnik kimliğin mensuplarının çıkarı gereği değil, küresel güçlerin çıkarı icabıdır. anacak kaçırılmaması gereken şey şudur. küresel güç denilen mefhum tanrının yanı başına konuşlanmış birşey değildir, bazen karşmıza koç, bazen sabancı, bazen shell bazen de bilmem ne şirketi olarak çıkar. bizler ise bu büyük çıkar gruplarının hedef kitleleri olarak, askerde elde silah bekleyen mehmetcik, dağda pusu kuran terörist (isteklere göre gerilla) maval okuyan parti lideri, kendini kandıran sivil toplum kuruluşu vesaire... hepsi bu hedef kitle içerisinde rolünü oynamaya mahkum bırakılmış figüranlarız.

illaki dünya ölçeğinde yaşanan meseleler bizi ilgilendirecek. güneydoğu kimin? açıkça sorulmak istenen bu. kürtler adına savaştığını iddia eden örgüt gerçekten terörist mi? sorulmak istenen ama sorulmaya korkulan soru bu? şimdi kürtlerle ilgili sorunun çözümü için bu kadar şiddete ve kana ihtiyaç vardı demek sadece aptallara özgüdür. ama toplumun nabzının ayarlanıp, şiddetin tırmandırılması küresel roller gereği yapılması gereken şeydi. buna pek kıymetli silahlı kuvvetler de dahil. küresel güçlerin oyuncağı olması hasleti ile...

ama siz bu oyunu avrupalılara oynayamazsınız. çünkü avrupa, demokrsi, vatandaşlık, birey olma meselelerini bizim gibi tepeden inme kanunlarla değil, birebir kelle koltukta savaşarak elde etmiştir. bu sebepten de yönetimde etkindir ve ülke yönetiminde gerçekten de söz sahibidir.

özetle artık tanımını yitirmiş bir kavram olarak terör; sadece bir örgüte ya da devlete değil külliyen bütün devletlere ve "silahlı" örgütlere takılabilecek bir yaftadır.
gerçekten ama.