bugün

dtp nin terore hizmet ettigini zanneden kitle

genel hatlarıyla ikiye ayrılan kitledir. diğer dalla(n)malar kendilerini bi' yere koyar, koyamazsa da bu iki dala dahil edebilir kendilerini.

dtp'nin teröre hizmet ettiğini sanan kitlenin ilk kanadı akp'nin kendini din ekseninde tanımlamış sağ seçmenidir. onlara göre dtp ateist, laikçi, vs. olduğu için zaten problemlidir, ama kürt meselesinde de dtp'lileri düşmanlaştıracak yönler bulmaktadırlar ister istemez.

bu kesime göre dtp bölge halkını bölüyordur, onları kandırıyordur, vs. oysa 22 temmuz seçimlerinden önce kürt bölgelerinden benzer söylemlerle oy alan akp'lerinin bugünkü hâlini, tavrını nedense pek sorgulamaz. acaba anayasa mahkemesi'nin kapatmama kararı alması karşılığı iktidar için her değerinden vazgeçebilecek tıynette bir parti söylemini ırkçılığa kadar kaydırmış olabilir mi? kim bilir! olabilir.

oysa bu arkadaşlar 22 temmuz'dan sonra haklı bir şekilde milletin iradesi tecelli etti diyordu. oysa onların "milletin iradesi" dediği şey milletin %47'nin iradesiymiş, kaldı ki o %47'nin hatırı sayılır bir kesimi kürt sorununu şiddetten azade çözmek istediğini belirten bir akp'ye oy vermişti. hey hat, bugün neredeyiz!

yani akp'ye oy veren %47 milletin iradesi, ama bir sürü engellemeye rağmen partilerini meclise sokan dtp'nin 1,5 milyon seçmeni acaba kimdir? yoksa bu insanlar milletin bir parçası değil midir bu zihniyete göre? kim bilir!

dtp ile ilgili negatif fikirlere sahip olan ikinci kanat da ulusalcı ve milliyetçi cephedir. ulusalcılar ağızlarını her açtıklarında "feodalite"den bahsederler. oysa dtp gibi "feodaliteye karşı olmayan" bir parti eşbaşkanlık sistemi ile bir erkek bir kadın eşbaşkan seçmiştir. 22 temmuz öncesi kadın kotası uygulayarak milletvekillerinin kadın ve erkek toplumsal cinsiyetlerini eşit yansıtmasını sağlamıştır. diyarbakır belediyesinin çalışmalarına bakıldığında kültürel anlamda neler yapıldığı, kadını ve erkeği kamusal alanda bir araya getirmeye yönelik nasıl çalışmalar yapıldığı görülebilmektedir. aynı partinin bir kadın vekili önümüzdeki seçimde bütün partilerde %40 kadın kotası uygulanması için önerge verecektir. üstelik her ilde ilk 2 sıra adaydan birinin mutlaka kadın olması zorunlululuğu da önergede mevcuttur. bu kadar "feodal" bir partidir işte dtp.

milliyetçiler ise ulusalcılarla "ya türkçe ya hiç" ya da "ya sev ya terk et" tarzınoktalarda birleşmektedir. ulusalcılardan farklı olarak aralarında zamanında abdullah öcalan'a karanfil uzatanlar değil, devlet içi yapılanmalar alevileri ve kürtleri ne zaman kıymak istese "imha ekibi" olarak hizmete sokulanlar vardır. bereket bugün şiddetli söylemine rağmen bahçeli gibi arada bir sapıtan ama genel itibarı ile basiretli bir insan var. o yılların keskin dişli kitlesiyle çağdaş bir milliyetçi çizgi yürütmek bir ip cambazı için bile sağlanması zor bir denge ne de olsa.

sonuç olarak, dtp ağzıyla kuş tutsa kafadaki çöp dağlarından ya da önyargılardan görünmez. bölge halkının hatırı sayılır bir kesiminin iradesi olduğu ve demokratik bir ülkede bunun çok doğal olduğu görünmez. kürtlerin çoğunlukta olduğu şehirlerde çıkan olayların "burayı da fethedeceğim, şurayı da alacağım" tadında fetihçi bir söylemle başladığı görünmez, akp'nin "fetihçi bir söylemi var, kalelerimizi aldılar" diyen ulusalcılar işlerine gelmeyince akp'nin tepesindekilerle ne kadar aynılaştıklarını görmez, ama dtp'nin feodaliteye karşı olmadığını, pkk'yı desteklediğini görür.

ya gözün bozuk, ya da niyetin.