bugün

zengin mutfağı

Spoiler içerir...
Filmle ilgili uzun sayılacak bir entry girmek istedim. Sabahın bu saati buna en uygun zaman dilimi. Neyse...

Aynı adlı tiyatro eserinden uyarlanan Şener Şen'in başrolünde olduğu başar sabuncu filmidir.
Tek bir mekanda geçmesine ve yer yer sıkmasına rağmen teknik olarak oldukça başarılı da sayılabilir. Kıymeti pek bilinmeyen filmlerdendir. Çok politiktir ama derinliği yoktur.
Filmi teknik itibari ile ele alırsak gerçekten dönemi için ümit vericidir ama anlatım tekniği açısından bence vasattır.
Mutfak atmosferi gerçekten sizi filmin içine alıyor.

Filmin anlatım ve benzetmelerini beğendiğim yönleri şunlar. Köpek metaforu cidden iyi.

-filmde köpek ve işçilerini sömüren patronları asla görmez ama sürekli hissederiz. Bu benzetme anlatmak istediği şeyi anlatıyor.
-köpek dilenciler, bohçacılar gibi garibanları ısırıp parçalar. Patron ise işçileri kıyımdan geçirir, vurdurur.
-patron kerim bey Haziran olaylarında işçilerinden kaçıp avrupaya sığınır. Dönüşte alman kurdu ile döner. Sermayeyi kendine koruma almış bir görüntüdür bu.
-köpek ülkücü kamplarına gidene kadar selime saldırır. Bir faşiste dönüşünde hiç saldırdığını işitmeyiz.
-ilk gelen köpek Pehlivan (şener şen) tarafından zehirlenir. Bunu zehirleyeni bulmak ülkücü selime kalır. Sermayeyi tetikçiler korur mesajı başarı ile verilir.
-işçi olaylarını, cinayetleri, sıkı yönetimi ve isyanı asla görmeyiz ama mutfağın boğan atmosferinde bu durumu sonuna kadar hissederiz. Başar sabuncu o dönemin kaotik atmosferini 45 m2'lik bir mutfak üzerinden verir izleyene.

Gelelim olumsuz yanlarına.
ilk başta dediğim gibi anlatım tekniğindeki olağanüstü problemler beni filmden sıklıkla kopardı.

Eleştirimden evvel Birşeyi kabul edelim. Sinema-tiyatro-müzik hatta tüm sanatlarda sol görüş her zaman satar. Özgürlüğü, adaleti ve bağımsızlığı simgeleyen sol sanata daha yakındır. Reklamda kadın sattırır sözü , sanatta sol için geçerlidir. Elbette bu sol görüşün devrimden sonra Gibi garip yapımlardaki başarısız anlatılarda olduğu gibi karakter evrimleri, konu derinlikleri, olay ve biçim düzlemi üzerinden yapılmadığı zaman o eser güdük kalır.

Zengin Mutfağında da bu bol miktarda var.
Filmde Ülkücüler devlet solcular ise devrimci/işçi/hakkını arayan mazlum olarak resmediliyor.1970-80 arasında geçen filmde, ülkücüler çok silik ve başarısız eleştirilerle anlatılmış. Hatta kızıyorum şu filmlere ve eserlere. Benim gibi ülkücülük konusuna son derece uzak bir adama bile ülkücüleri savunduruyorlar.

Nedir peki bunlar bu anlatımdaki kötü yanlar yada ülkücü eleştireyim derken işi kotaramamak...

1.Selim efendi 10 dakikada nasıl faşist oldu?

Filmde/oyunda ülkücü bir devlet tetikçisi rolündeki selim kendi halinde bir türkoloji öğrencisiyken, aranan bir öğrenciyi ihbar ettikten sonra patron Kerim bey'in yanına çıkıp 10 dakikada nasıl mutantlaşmış bir makineye dönüşür anlamak güç. Yani anladık sol tabirle faşistleri (ki faşist kelimesi tam anlamını stalin rusyasında bulur) eleştireceksin de, yahu bu ne hız. Çocukçağız bir anda et yerken havlayan, 10 dakikada anarşist lafını gönlüne düşman diye işleyen bir adama dönüştü. Metafor falan diye savunulabilir ama böyle metafor olmaz. Bu anlatımdaki büyük hata, çalakalem karakter kurgusudur. 1979 yapımı yusuf ile kenan Filminde de ülkücülerin çocuklara tetikçilik yaptırması anlatılır ve olağanüstü başarılıdır. Göze batmaz. Orada da bir siyasal propaganda sezersiniz ama bunu sinema diline uygun yaparlar. Zengin mutfağında bu dil maalesef yok.

2.Kamptan sonra ansızın değişim nasıl gerçekleşti?
Selim ülkücü kampından geldikten sonra nişanlısına dokunmuyor bile. Ulan adam ülkücü olduysa aşkından da mı vazgeçti. Tamam ülkücüleri kötü resmedeceksiniz amenna eser sizin yapın istediğinizi ama adamlar ülkücü oldu diye sevmeyi, bir kadına dokunmanın huzurundan da mı vazgeçti.

3.Korkak katil tiplemesi ne alaka?

Selim patır patır solcu infaz ediyor ama kapı gıcırtısından havaya sıçrıyor. Anladık bu tetikçiler korkak diyeceksiniz ama bu ne propagandist bir anlatım.

Anlatım konusu böyle.
Peki oyunculuklar. Şener abi hariç vasat demiştim zaten. Toplamda da 5 oyuncu olduğunu ekleyelim. Diğer karakterleri hiç görmeyiz film ve oyunda. Sadece işitiriz.

Filmin en nefis yanı şener şen. Tam bir kaypak halk sınıfını temsil ediyor. Şivesini kafasına göre değiştiyor. işçiler evi basacak diye yalanlar uyduruyor. Köpek zehirlemek için Hamza'dan (Peygamberin amcası) af dileniyor. Patrona arkasından saydırıp yüzüne karşı kul oluyor. Şener şen harika oynamış.

Ülkenin en karışık yıllarında karşılıklı kırdırılan iki siyasal grubun birini aziz diğerini şeytanlaştıran dili hariç çok beğendiğim bir filmdir diyebilirim. izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.