bugün

hep o sarki

Abdülaziz döneminin (1861-1876), gelir düzeyi olarak hali vakti yerinde ailelerinin konak yaşamını anlatır. Eserin üslubu Vecihi ve Ahmet Mithat Efendi'nin romanlarını anımsatır.(anlatıcının bir hikaye anlattığını okuyucusuyla paylaşması, sık sık araya girmesi... gibi) Zaten romanın (ben)anlatısıcı bu yazarları zevkle okuduğunu belirtir. Eseri Tanzimat Dönemi konak yaşantısından önemli ayrıntılar veren bir aşk öyküsü şeklinde okuyabileceğimiz gibi Vecihi ve Fransız Romantik yazarlarının aşk romanları ile Ahmet Mithat Efendi'nin roman üslubunun gizli eleştirisi olarakta okuyabiliriz. Eserin baş kahramanı Münire hem anlatıcı hemde olayların etrafında geliştiği kişidir. Romandaki her şahsı Münire'nin gözünden tanır, yaşanan her olayı Münire'nin ağzından dinleriz. Münire'nin Cemil Bey'le yaşadığı aşkı algılayışı ve anlatışıda gençken okuduğu Fransız Romantiklerinin aşk anlayışlarına benzer. Romanda Münire hayali, Cemil Bey hakikati temsil eder. Yakup Kadri eserinin bu yönü ve kahramanlarının isimleri yoluylada Mai ve Siyah romanına bir gönderme yapar. Ahmet Cemil&Cemil Bey, Lamia (parlayan demek) & Münire (Münir:nurlandıran demek). Mai ve Siyah'ta ise Ahmet Cemil hayali Lamia hakikati simgeler. Hayale sarılarak yaşamaları bakımından Ahmet Cemil ile Münire birbirlerine çok benzemektedirler. Romanın leitmotif unsuru esere adınıda veren Şarkı'dır. Yakup Kadri'nin (ben) anlatıcısının bir kadın olmasına karşın onun duygularını ve düşünce dünyasını ustalıkla anlatmış olması ise eserin en büyük başarısıdır.