bugün
- özgür özel11
- ups boobss nickli yazar18
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler18
- hiç kavga oluyormu sözlükte15
- güzel kadınların problemli olması18
- anın görüntüsü17
- gideon reid morgan jj43
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı19
- jose mourinho10
- erkekte en seksi göz rengi hangisidir sorunsalı15
- memati192331
- kitap okuyan erkek12
- moda iskelesi8
- yurtdışı çıkış harcı8
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
- insan olmaya ceyrek kala13
- hasan can kaya13
- erkeklerin hiç iltifat almaması9
- herkes fakirse neden avmler dolu9
- kitapçıya gidip dakikalarca vakit geçiren dallama9
- kürt kızlarının namuslu olduğu gerçeği12
- turk kizlarinin rus kizlardan daha guzel olmasi15
- 5 milyon tl verseler fatih ürekle sevişir misiniz16
- kızlar kilolu erkeklerle seksten zevk alırmı30
- istanbul da yaşayan yazarlara soru10
- bazen ekmek arası salça yiyorum9
- hasan can kaya'nın gözaltına alınması9
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi12
- arap milliyetçiliği24
- yetkili yapsanız da yeter11
- epeydir sozluge fotomu atmamis olmam9
- özge özacar'ın memeleri11
- zall'ın yapacağı sözlüğe sokayım sorunsalı10
- tüm sözlük kölemdir25
- magnum un 2 tl olduğu yıllar9
- neden fenerbahçeliyim11
- bamya seven insan13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- tayyip erdoğan gazilik ünvanını nereden aldı12
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler17
- travesti ile evlenmenin avantajları10
- ayet ile hadis çelişirse hadisten hüküm alırım14
- artık kadınlardan uzak duruyorum11
- sözlük yazarlarının kaç flörtü var11
- kel kadın olmaması9
- true'ya vurmak isteyen sözlük erkekleri tam liste8
- dinsiz kitapsız kafir ve küresel ıkınma ilişkisi8
- dolar neden düşmüyor avradnı sikiyim8
- insanlara nasıl faydalı olurum8
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması8
Sabah sabah insanı duygulandıran, fetöden ve Ergenekon, balyoz süreçlerinde fetö ile beraber yürüyen akapeden tekrar tekrar nefret ettiren yazıdır.
--spoiler--
Murat…
1965 doğumluydu.
Tokat Zileli'ydi.
Dar gelirli bir ailenin çocuğuydu.
Henüz 14 yaşındayken Heybeliada'daki Deniz Lisesi'nin kapısından içeri girdi.
Deniz Harp Akademisi'ni birincilikte bitirdi.
Gökova fırkateyniyle harp filosunun en iyi gemisi ödülünü aldı.
Libya içsavaşında orada sıkışan vatandaşlarımızı kurtarma operasyonunu yönetti.
Kurmay albaydı.
Birinci sıradan amiral olmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
iyi bir insan, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir komutandı.
30 Ağustos'a gün sayıyordu.
22 Ağustos'ta tutukladılar!
★
Asrın iftirasına uğrayan seçkin subaylarımızdandı.
Maltepe'den arkadaşımdı.
16 sene yapıştırdılar.
★
Eşi ve çocuklarına yakın olabilmek için Mamak'a transferini istedi.
Her hafta açık görüş için yol yapmasınlar, maddi manevi perişan oluyorlar, bari ben oraya gideyim demişti.
★
Bu değişiklik biraz merhem olmuştu.
Taa ki 23 Nisan'a kadar…
Hergün zaten fenaydı ama, o gün daha fenaydı.
Çocuk Bayramı'nda çocuklarına sarılamıyordu.
Anca 26'sında açık görüş vardı.
Üç gün, üç asır gibi geçti.
Hep güleryüzlü, hep iyimserdi ama, o üç gün farklıydı, adeta içine kapanmıştı, kimseyle konuşmaz olmuştu.
26'sı sabahı, nihayet…
Koştu kucakladı hasretle, kızını, oğlunu, eşini, annesini.
Çocukların gözleri dolu doluydu.
Hissettiklerini belli etmemeye çalışıyorlardı, dudaklarını ısırıyorlardı.
Bir baba için daha çaresiz nasıl bir durum olabilir ki?
“Gel” dedi kızına.
Güya neşelendirecekti, “gel biraz top oynayalım” dedi.
★
Haysiyetsiz basınımız ertesi sabah “ayağı kaydı, başını taşa çarptı” diye yazdı… Elbette yalandı.
Maalesef buraya kadar dayanabilmişti.
Beyin kanaması geçirmiş, dünyanın kahrını taşımaktan yorulan asırlık ağaç misali devrilmişti.
★
Balyoz şehidiydi.
★
Tıpkı Murat gibi, kendi devleti tarafından esir tutulan arkadaşları, Mamak askeri cezaevinde askeri tören yaptı.
Beyin kanaması geçirdiği yere, masaları birleştirip musalla taşı kurdular.
Etrafına U şeklinde dizildiler.
35 senelik arkadaşı, deniz kurmay albay Sinan konuşma yaptı.
“Batu ile Duru, şimdi hepimizin çocukları. Sema, bizler son nefesimizi verene kadar, kardeşlerimizden daha kardeş. Mekanın cennet olsun. Bir gün yanına gelmek kısmet olsun” dedi.
Selam verdiler.
Tören mangasına dokundurmadılar, Murat'ı omuzladılar.
★
Sahte delil bavuluyla girdi, ay-yıldızlı tabutla çıktı.
Kumpasla girdi, arkadaşlarının omuzlarında çıktı.
★
Vefat ettiği için, dosyası kapatıldı.
★
Yoook öyle!
★
Murat'ın avukatı, Anayasa Mahkemesi önünde Adalet Nöbeti başlatan, yeniden yargılama kararı çıkana kadar gece-gündüz orada bekleyen, anıt kadın, avukat Şule Nazlıoğlu'ydu.
★
Mahkemeye dilekçe verdi.
“Murat Özenalp şerefli bir subaydı, öldü bitti denilemez, Murat Özenalp'in şerefli hatırasının, Balyoz davasındaki arkadaşlarıyla birlikte yeniden yargılanmasını talep ediyoruz” dedi.
★
Mahkeme inceledi, talebi kabul etti.
Murat'ın eşi Sema, yeniden yargılama davasında, asrın iftirasına uğrayan albay, general, amirallerle birlikte sanık sandalyesine oturdu.
★
Tarihte ilk kez…
Şehit yargılandı.
★
Beraat etti.
★
Balyoz iftirasına uğrayan diğer kahramanlarımızla birlikte aklandı.
iftiraya uğradıkları tescil edildi.
itibarı iade edildi.
★
Tarihte ilk kez…
Mahşere bırakılmamıştı.
★
Bilahare, sıra tazminata geldi.
Kumpas mağduru olan kahramanlarımız, tazminat davaları açtı.
Avukat Şule Nazlıoğlu, Murat adına, eşi ve çocuklarını temsilen tazminat davası açtı.
600 bin liraya hükmedildi.
300 bin lira eşine, 300 bin lira çocuklarına verilecekti.
★
Gel gör ki…
Sayın devletimiz “bu para fazla” dedi!
itiraz etti, temyiz etti.
★
Dosya, Yargıtay'a gitti.
Sayın Yargıtayımız inceledi.
★
Şimdi sıkı durun…
★
Sayın Yargıtayımız ne karar verdi biliyor musunuz?
Kelime kelime aktarıyorum…
“Dava açma hakkı zarar görene aittir, bu hak ancak zarar görenin ölmeden önce dava açması veya dava açma iradesini açıkça izhar etmesi durumunda mirasçılarına intikal edebilir, dava açmadan ve bu yönde iradesini açıkça izhar etmeden ölen Murat Özenalp'in mirasçılarının davası kanuna aykırıdır, sayın devletimizin itirazı yerindedir, söz konusu tazminat kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.”
★
Yani, sayın Yargıtayımıza göre…
Murat geç kalmıştı!
★
Henüz tutukluyken, kendisine verilen 16 yıl hapis cezası onanmışken, “ben beraat ettim” diye tazminat davası açmalıydı!
Veya, henüz yaşıyorken, askeri cezaevine noter çağırıp, “ben ölünce tazminat davası açacağım haberiniz olsun” diye vasiyetname yazmalıydı!
★
Yabancılara tiko para 159 milyar dolar faiz ödeyen, yandaş müteahhitlerin cebine 200 milyar dolar koyan, “hakediş” ayağıyla geçilmeyen köprüler girilmeyen tüneller uçulmayan havalimanları için 20 yıl, 30 yıl ödeme garantisi veren sayın hükümetimizin sayın Yargıtay'ı, sayın devletimizin kuruşunu işte böyle koruyor.
★
Aman sakın Murat'ın “hakediş”ini ödemeyin ha…
Çarçur etmeyin.
Mazallah devletimiz iflas eder sonra.
--spoiler--
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/...az-ozdil/hakedis-2801799/
--spoiler--
Murat…
1965 doğumluydu.
Tokat Zileli'ydi.
Dar gelirli bir ailenin çocuğuydu.
Henüz 14 yaşındayken Heybeliada'daki Deniz Lisesi'nin kapısından içeri girdi.
Deniz Harp Akademisi'ni birincilikte bitirdi.
Gökova fırkateyniyle harp filosunun en iyi gemisi ödülünü aldı.
Libya içsavaşında orada sıkışan vatandaşlarımızı kurtarma operasyonunu yönetti.
Kurmay albaydı.
Birinci sıradan amiral olmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
iyi bir insan, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir komutandı.
30 Ağustos'a gün sayıyordu.
22 Ağustos'ta tutukladılar!
★
Asrın iftirasına uğrayan seçkin subaylarımızdandı.
Maltepe'den arkadaşımdı.
16 sene yapıştırdılar.
★
Eşi ve çocuklarına yakın olabilmek için Mamak'a transferini istedi.
Her hafta açık görüş için yol yapmasınlar, maddi manevi perişan oluyorlar, bari ben oraya gideyim demişti.
★
Bu değişiklik biraz merhem olmuştu.
Taa ki 23 Nisan'a kadar…
Hergün zaten fenaydı ama, o gün daha fenaydı.
Çocuk Bayramı'nda çocuklarına sarılamıyordu.
Anca 26'sında açık görüş vardı.
Üç gün, üç asır gibi geçti.
Hep güleryüzlü, hep iyimserdi ama, o üç gün farklıydı, adeta içine kapanmıştı, kimseyle konuşmaz olmuştu.
26'sı sabahı, nihayet…
Koştu kucakladı hasretle, kızını, oğlunu, eşini, annesini.
Çocukların gözleri dolu doluydu.
Hissettiklerini belli etmemeye çalışıyorlardı, dudaklarını ısırıyorlardı.
Bir baba için daha çaresiz nasıl bir durum olabilir ki?
“Gel” dedi kızına.
Güya neşelendirecekti, “gel biraz top oynayalım” dedi.
★
Haysiyetsiz basınımız ertesi sabah “ayağı kaydı, başını taşa çarptı” diye yazdı… Elbette yalandı.
Maalesef buraya kadar dayanabilmişti.
Beyin kanaması geçirmiş, dünyanın kahrını taşımaktan yorulan asırlık ağaç misali devrilmişti.
★
Balyoz şehidiydi.
★
Tıpkı Murat gibi, kendi devleti tarafından esir tutulan arkadaşları, Mamak askeri cezaevinde askeri tören yaptı.
Beyin kanaması geçirdiği yere, masaları birleştirip musalla taşı kurdular.
Etrafına U şeklinde dizildiler.
35 senelik arkadaşı, deniz kurmay albay Sinan konuşma yaptı.
“Batu ile Duru, şimdi hepimizin çocukları. Sema, bizler son nefesimizi verene kadar, kardeşlerimizden daha kardeş. Mekanın cennet olsun. Bir gün yanına gelmek kısmet olsun” dedi.
Selam verdiler.
Tören mangasına dokundurmadılar, Murat'ı omuzladılar.
★
Sahte delil bavuluyla girdi, ay-yıldızlı tabutla çıktı.
Kumpasla girdi, arkadaşlarının omuzlarında çıktı.
★
Vefat ettiği için, dosyası kapatıldı.
★
Yoook öyle!
★
Murat'ın avukatı, Anayasa Mahkemesi önünde Adalet Nöbeti başlatan, yeniden yargılama kararı çıkana kadar gece-gündüz orada bekleyen, anıt kadın, avukat Şule Nazlıoğlu'ydu.
★
Mahkemeye dilekçe verdi.
“Murat Özenalp şerefli bir subaydı, öldü bitti denilemez, Murat Özenalp'in şerefli hatırasının, Balyoz davasındaki arkadaşlarıyla birlikte yeniden yargılanmasını talep ediyoruz” dedi.
★
Mahkeme inceledi, talebi kabul etti.
Murat'ın eşi Sema, yeniden yargılama davasında, asrın iftirasına uğrayan albay, general, amirallerle birlikte sanık sandalyesine oturdu.
★
Tarihte ilk kez…
Şehit yargılandı.
★
Beraat etti.
★
Balyoz iftirasına uğrayan diğer kahramanlarımızla birlikte aklandı.
iftiraya uğradıkları tescil edildi.
itibarı iade edildi.
★
Tarihte ilk kez…
Mahşere bırakılmamıştı.
★
Bilahare, sıra tazminata geldi.
Kumpas mağduru olan kahramanlarımız, tazminat davaları açtı.
Avukat Şule Nazlıoğlu, Murat adına, eşi ve çocuklarını temsilen tazminat davası açtı.
600 bin liraya hükmedildi.
300 bin lira eşine, 300 bin lira çocuklarına verilecekti.
★
Gel gör ki…
Sayın devletimiz “bu para fazla” dedi!
itiraz etti, temyiz etti.
★
Dosya, Yargıtay'a gitti.
Sayın Yargıtayımız inceledi.
★
Şimdi sıkı durun…
★
Sayın Yargıtayımız ne karar verdi biliyor musunuz?
Kelime kelime aktarıyorum…
“Dava açma hakkı zarar görene aittir, bu hak ancak zarar görenin ölmeden önce dava açması veya dava açma iradesini açıkça izhar etmesi durumunda mirasçılarına intikal edebilir, dava açmadan ve bu yönde iradesini açıkça izhar etmeden ölen Murat Özenalp'in mirasçılarının davası kanuna aykırıdır, sayın devletimizin itirazı yerindedir, söz konusu tazminat kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.”
★
Yani, sayın Yargıtayımıza göre…
Murat geç kalmıştı!
★
Henüz tutukluyken, kendisine verilen 16 yıl hapis cezası onanmışken, “ben beraat ettim” diye tazminat davası açmalıydı!
Veya, henüz yaşıyorken, askeri cezaevine noter çağırıp, “ben ölünce tazminat davası açacağım haberiniz olsun” diye vasiyetname yazmalıydı!
★
Yabancılara tiko para 159 milyar dolar faiz ödeyen, yandaş müteahhitlerin cebine 200 milyar dolar koyan, “hakediş” ayağıyla geçilmeyen köprüler girilmeyen tüneller uçulmayan havalimanları için 20 yıl, 30 yıl ödeme garantisi veren sayın hükümetimizin sayın Yargıtay'ı, sayın devletimizin kuruşunu işte böyle koruyor.
★
Aman sakın Murat'ın “hakediş”ini ödemeyin ha…
Çarçur etmeyin.
Mazallah devletimiz iflas eder sonra.
--spoiler--
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/...az-ozdil/hakedis-2801799/
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar