bugün

galaksilerin etrafında döndüğü şey

galaksiler birşeyin etrafında dönmez. iki veya bir kaç galaksi birbirine çekim kuvveti uygular. Bu kuvvet yüzünden birbirine yaklaşan galaksiler sarmal bir dönme hareketi oluşturur. Tam bilimsel bir yazı bulana kadar bununla idare et. Editliycem bunu.

Buldum galiba üşenmezseniz okursunuz ben bırakayım şuraya..

Galaksiler genellikle şekillerine göre spiral (sarmal), eliptik ve düzensiz olarak üç şekilde kategorize edilirler. Samanyolu Galaksisi gibi birçok galaksi spiral biçimindedir. Bu tür spiral galaksiler evrendeki galaksilerin yüzde 70’ini oluştururlar [2]. Ancak evrenin ilk zamanlarında spiral galaksiler yoktu. Spiral galaksiler spiral kollara sahip disk biçimleri ile karakterize edilirler. Bundan dolayı Samanyolu Galaksisi disk biçiminde olduğu için ve spiral galaksiler de disk biçimine sahip olduğu için Samanyolu’nun da muhtemelen spiral bir galaksi olduğunu söyleyebiliriz. Bunu yeni bir çalışmaya göre biraz daha detaylandıralım. Galaksimizin şekli ifade ettiğimiz gibi evrendeki büyük çoğunluğa sahip spiral galaksilerin biçimindedir. Evrenin bu köşesinden kolaylıkla görülebilen diğer yıldız kümeleri arasından en azından birkaçı yumurta şeklindedir ama üçte ikisinden daha fazlası disk galaksiler olarak adlandırılır. Bu dev bir gramofon kayıt diskinin yüzeyi boyunca yıldızların hareketlenmesine benzetilebilir. Hemen hemen her disk galaksisi spiral kollarda gruplaşmış yıldızları ile bizim galaksimiz gibi görünürler. Neden spiral şeklini alırlar? Bu sorunun cevabı olarak galaksinin dönmesinden dolayı ya da merkezindeki galaktik disk içindeki maddenin rotasyonundan kaynaklandığı olarak ifade edilebilir ama bu konuya başka bir açıdan bakalım. West Virginia Üniversitesi’nden Chris Purcell “Bir galaksinin uydu galaksileri tarafından sürekli olarak bombardıman edildiğini” söylemektedir. Bir galaksi bir başkasını geçtiğinde, ortaya çıkan kuvvetler galaksinin yapısı boyunca bir şok dalgası gönderebilir. Bu da merkezi etrafında dönen cılız biçimlerdeki yıldızların birlikte gruplaşmalarına neden olur. Purcell ise bunu aslında disk boyunca yerçekimsel olarak ilerleyen bir titreşim olarak açıklıyor. Bir galaksi yaşlandıkça, bu pertürbasyonlar çoğalma eğiliminde olur ve disk giderek kalınlaşır, dairesel bir hâl alır ve nispeten daha çarpık ve daha kalın bir şekilde homojenleşir. Purcell’e göre bu doğal bir süreçtir ve şunları ifade etmektedir: “Bu tür galaksiler sadece spiraller içinde kendilerini döndürmeye çalışmazlar, aynı zamanda onlar sürekli olarak diğerleri ile çarpışırlar.” Samanyolu’nun zayıf görünüşünün kanıtladığı gibi bu süreçlerde ilk evrelerdeymiş gibi görünüyor. Fakat bu değişiyor. Diğer daha küçük galaksilerden birkaçı kozmolojik zaman ölçeğine göre şimdilerde bizi yani galaksimizi sarsmak üzere. Bunlardan biri de Sagittarius Dwarf (Yay Cüce). Purcell, “Bu bizden galaksinin tersi yönde dönmektedir ve bu yüzden de alttan diski darbelemektedir.” olarak açıklama yaparken. Onu bu açıklamalara yönelten ise yaptığı simülasyonların sonuçları. Ancak daha aşırı çarpışmaların da olabileceğini söylüyor Purcell. Hatta
bunu Andromeda galaksisine doğru “düştüğümüzü” ve ona doğrudan yaklaştığımız şeklinde açıklıyor. Peki bu ne zaman olacak? Purcell’e göre bu çarpışmanın gerçekleşmesi bir milyar yıldan daha fazla bir zaman alacak.