bugün

palm yağı

Hakkında türlü iddialar bulunan endüstriyel ürün.
Zararlı, yararlı tartışmasına girmeden evvel üretimi sırasında ilk olarak insan dışındaki yaşama, doğaya verdiği tahribatı düşünmek ve bunu dile getirmek gerekiyor.

Internette çeşitli kaynaklar mevcut. Bazılarını görmek, izlemek dahi istemeyeceğiniz görüntüler var. Hayvanlara sistematik işkence ve soykırım uygulanıyor. Hatta o bölgede yaşayan insanların bile hayatları tehlikeye girmiş vaziyette.
Gelin şimdi örnekler ile inceleyelim;

- ilk olarak yağmur ormanlarının tahribatı geliyor. Çünkü eskiden beridir kullanılan bu yağ, şu an popüler bir halde ve evimize giren ürünlerin yarısından çoğunda bulunuyor. Bu üretim çılgınlığı da ne yazıktır ki yeni sahalar açılarak yapılıyor. Ormanlık araziler yok ediliyor. Dünyanın akciğerleri tıpkı bir bakteri misali insanlık tarafından mahvediliyor. Lakin buna karşı çıkan kişiler de mevcut. Onlara göre o araziler uyuşturucu kartellerinin çıkarttığı yangınlar vesilesi ile zaten yok olmuş vaziyette ve burada bir sakınca yok diyorlar. Bunu çürütmek için ise çok kolay bir yöntem var, peki yok olan doğayı geri canlandırmaya çalışmadan hazıra konmak nedir? Geçiyoruz.

- orangutanlar. Bu canlılar insanlar ile büyük ölçüde akraba ve neredeyse 5-6 yaşında bir çocuğun zekasına sahipler. Yani yanınızdaki yeğeniniz, evinizdeki evladınız ile bir tutabilirsiniz. Belki böylelikle vahşeti anlamlandırabilirsiniz. Evet gelelim bu vahşete. Palm üretimi yapılan ormanların asıl ve ilk sahibi bu canlılar. Kendi yaşam bölgeleri, hayat akışları var. Ve biz çok saygıdeğer insan evladı palm için onların evlerini başlarına yıkıyoruz. Tek yaşam alanınızın eviniz olduğunu ve birisinin sizi evinizden attığını hayal edin ve ne hissedersiniz onu bir düşünün. Ek olarak bölgelerinin işgal edilmesinin yanında türlü eziyetlere de maruz kalıyorlar. Ağaçlardan kovalamak için yakılıyor, şiddet eylemlerine konuk oluyorlar. Bu Kesmez ise canlı halde toprağa gömülüyorlar. Anne orangutanlar yok ediliyor ve böylece yavrular egzotik gelir kapısı yapılmış olunuyor. Bebekken Satılıyorlar. Ister herhangi birine, ister canlı denek arayan şirketlere. Ve şaşırmayın, damacanaya hallenen milletiz; fuhuş yaptırılıyorlar. Acı ama gerçek. Bu bahsi kapatıyorum çünkü ağzımdan kötü sözler dökülmek üzere ve bunu yapmak istemiyorum.

- diğer canlılar. Evet sumatra kaplanı, yerel ayı gibi bazı türler de yok olmanın eşiğinde. Geniş Ağaçlık alanlara ihtiyaç duyan bu hayvanlar ekosistemin bilinçli olarak tahribatı sonucu av bulamıyor, çiftleşemiyor, insan avcılara yem oluyor. yersiz yurtsuz kalıyor. Kendisi çoğalmak istemeyen Pandalar için dünyanın öbür yanından ağlayan insanların bu canlılara reva gördüğü iki yüzlü muamele mide bulandırıyor. Ve ne acı ki belki çocuklarımız bu hayvanları geçmişte yaşayan canlılar olarak bilecek. Çünkü soyları yok olmanın eşiğinde. Bilimsel çevrelerde 10 ile 20 sene sonra yeryüzünden silinecekleri belirtiliyor.

Daha yazmaya gerek olmadığı kanısındayım. Isteyen hemen anlıyor, istemeyen de gılgameş destanı yazsan umursamıyor.
Lütfen siz umursayan azınlık kesimden olun. Belki de bir canlının hayatı size bağlı.