bugün

yazgı

Muhteşem bir zeki demirkubuz filmi. Zeki demirkubuz filmleri arasında ilk üçe kesinlikle girer.

Öncelikle film kitaptan (bkz: Albert camus yabancı) uyarlama. Fakat zeki Demirkubuz eklemeleriyle, konuyu evirip çevirmesiyle, bambaşka bir şey çıkmış ortaya. Hani adam gidip de kitabı kopyala yapıştır yapıp aynen filme aktarmamış.

Bunun bir çok örneği var mesela. Musa'nın ziyarette demir parmakların ardından karısına yakanı biraz açar mısın demesi, patronun karısıyla ilişkisini gördüğü halde hiç sesini çıkarmadan evi terketmesi...Şöyle söyleyebilirim ki kitaptaki mearsault'tan daha çok tepkisiz Musa. Daha nihilist. Mearsault en azından hapishanede, yaşamını, varoluşunu, içine düştüğü durumu gercekcilikle sorguluyordu. Musa'da ise sadece tepkisizlik var.


Filmin en çarpıcı sahnesi, savcı ile Musa'nın konuşması. aynı odada, karşı karşıya iki insan. Fakat dünyaları o kadar farklı ki, bir evren var aralarında aslında.

Peki gerçekten savcı mı haklı, yoksa Musa mı ? insan olmayı gereğinden fazla mı abartiyoruz ? insan olmanın bütün yükünü Musa gibilerin omuzlarına mı bırakıyoruz ?

Filmde güzel bir söz var:

" bütün sanıklar, yaptıkları eylemler dolayı suçlanırlar ancak yaptıkları eylemlerin toplumsal ve ahlaki anlamları yüzünden cezalandırılırlar"

Güzel filmdi. Gerçekten güzel.