bugün

cesur ve güzel

hic televizyon izlemeyen birisiyim. gecenlerde televizyonu internete bagladigimda tesadüfen karsima cikti. ilk önce film sanip izlemeye basladim. dile kolay 2,5 saatlik dizi mi olur? ikinci bölümünden sonra anladim ki bu bildigimiz bir diziymis.
ürün yerlestirmede milletin gözüne markalari sokmak icin cok caba sarf ediliyor. bu dizinin reklamsiz hali 2,5 saat ise reklamli hali kac saattir diye düsünmeden edemedim. ayrica; yüzüklerin efendisi serisini direk ay yapim´a verselermis daha ucuza mal edebilirmis dedim kendi kendime.

sahsim adina yaziyorum. baskalari kendilerine bir seyler cikartabilir belki.
dizide öc alma, entrikalar, yalanlar, dolanlar bi ton isime yaramayan ve yaramiyacak olan seyler var. bu diziyi izlerken ögrendigim tek sey halkin üretimden nasil sogutuldugunu ve beyinlerine nasil islenildigini hatta; halk olarak kendi hayatlarimizin bize unutturuldugunu, realiteden soyutlandigimizi ve dizilerdeki hayatlarin bize asilandigini, dizilerdeki sanal hayatlari realite olarak görebileceklerini görünce midem bulanmaya basladi. bir an icin kendimle yüzlesme gereksinimi duydum.

kendime ve cevremdekilere daha verimli olabilmek icin televizyonu tekrar fisinden cekip, eski ugrasi ve hobbylerimi gerceklestirmeye karar verdim.

yukaridaki yazi sadece benim sahsi fikrimdir. izleyen izlesin. bana bir katkisi yoksa; ben de bana faydasi olacak bir isle ilgilenirim. baskalari da arada kafa dagitmak icin bu tarz seylerle ilgilenebilir, dogaldir, saygi duyarim.