bugün

çocukluk anıları

sene 1996. yaz ayları. 1971 model bir opelimiz var ama mahalleye park ettiğimiz zaman yolun yarısını kaplıyor. araba değil kaldırım mübarek. ben de o zamanlar silik, sümüklü, arkadaş çevresi olmayan bir tipim. düşünün bütün gün mahallede yaptığım tek eğlence çiviyle kaldırım taşlarının arasındaki toprakları kazımak!

neyse efendim bir gün mahallede ortam yapma ve aranan çocuk olma yöntemi keşfettim. bizim olimpik havuza benzeyen opelin ön kaputuna oturmak ayrıcalığı mahalledeki salaklara ve bana çok cazip geldi. oturmak için benden izin almaya falan başladılar. ben de kafama göre istediğime izin verdim, istemediğimi oturtmadım falan. yemin ederim o gün harika bir çocukluk yaşadım. bildiğin çevrem oldu mahallede. ne çok oturmak isteyen varmış o kaputa, sanırsın altın taht...

neyse efendim ben böyle mahallede krallağımı ilan etmişken; kaputun üstünde 5 çocukla babam beni bir gördü. yemin ederim dinlene dinleme dövdü. sigara molası vererek dövdü.

ertesi gün yine elime çiviyi alıp parke taşlarının arasını kazımaya devam ettim. hızlı yükselişim bir anda dibe çökmüştü. hava çok sıcaktı...