bugün

gecenin şiiri

Hoşgeldin gece,
Kelama hicran vurmuş bu sonbahar,
Güneşin pek arsız dinlemiyor,
Güçsüz insan istemiyor,
Yıldızlar dinlesin dertleşelim biraz
Ne gözyaşı ne hasret bela
Bir yastığım bir gecem ala
Dur çıkarayım gülüşlerimin maskesini
Sabahlar güzelde çok sert büyütüyor beni
Nedir bu sol yanımın derdi
Yine bir sancılı hissediyor yalnızlığı
Hırçınlığımdan gem vuruyor herkes
Oysa ben çok özledim o mağrur adamı
Bir sarhoş olsamda dayansam kapısına
Senin yerin benim yanım desem
O kadar özledim ki saçlarıma değen ellerini
Hep minnoşum derdi bana
Ne kara büyüdür ayrı düştük
Mesafeler değilde gönüller mesele
Ne ara büyüdüm ben gece
Güçlü olmak yoruyor bir hayli
Hiç birşey sorun değilde
Babamın yokluğu vuruyor beni
içimde dolmaz bir boşluk
iliklerimde boğuyor beni
iki inatçı bir gemide gider mi
Ben burada sesine bile hasret
Gülen yüzünü görenler cinnete sürüyor beni
Ah be gece sızlıyor gönlümün en derini
Öyle bir yasım var ki
Her gün öldürüyor beni
Büyüdükçe örseliyor pençelerimi
Yastığımda kalan gözyaşlarım
Hiç mi uğramıyor rüyalarına
Nasıl mutlu olabilir ki küçük kızı uzaklarda
Bir kadeh zehir dindirir mi herşeyi
Gururun kırdığı kalem çalıyor yılları
Bir gaflet ki boyun eğiyor kaleme
Bense meydan okuyorum zamana
Bak yine gün doğuyor
Herkesten önce sana günaydın baba
Yıldızlar, gitmeden yuvanıza
Kondurun öpücüğümü yanağına
Geç kalmayın o erken kalkar
Sakın aldanmayın pazar sabahına

Hoşgeldin güneş..
Bu nasıl mağrur geliş
Bu kadar gaddar olma
Tanımıyorsun beni
Bilemezsin kalbimdeki derinlikleri
Basit hislerin ağıt yaktığı ucuz romanlar
Benim ellerimdeki basit bilyeler gibiydi
Zihnimde nakış nakış anılarımdaki cümleler
Dün gibi küçücük ellerime güvenemediğim günler
Sanki hiç yaşanmadı küçük kalbime sığan hisler
Kırılan hayaller, korkular, derin sevgiler, acılar
Zaman geçtikçe kırılan tırnak kadar etmediler
Sessiz sedasız, çaresiz ağladığım zamanlar
Ettiğim yeminle ağlayamadığım eşsiz anlar
içten güldüğüm kadar sahte gözlerim
Ben kaç yanlışı görmezden geldim ve sustum
Kaç merhumun infazını verdim bu gözlerde
Kaç perdenin unutulmaz acısını gizledim
Ne kadar yalanın gerçeğine şahitlik ettimde
Kaç hançeri yutkunarak kirpiklerime gizledim
Kimse yoktu en ağır mevzularımın mahkemesinde
Yine de öldüremedim içimdeki masum çocuğu
Geçmişi herşeyiyle geleceğe hibe ettim
Ve asla acıtmaz canımı kimsenin darbesi
Ben bir tek babamın yokluğuna yas tutarım.