bugün

ayrılık

Herkes mutsuzken, herkes yalnızken, hayattan umudun yokken onu bulursun. Seni mutlu eder, hiç olamayacağın, hiç olmadığın kadar. Derken bir gün sana âşık olduğunu, hayatının kadını olduğunu söyler, inanamazsın, mest olursun, ayaklarını yerden keser bir bulutun üstüne yerleştirir seni kucağına alıp.
Herkes yarımken sen artık bütünsündür, doğduğunda, anne karnında bilincin kapalıyken bile olmadığın kadar tam, hayatın artık böyle devam edeceğine inanırsın, onsuz yapamayacağına inanırsın, hayatında hep aradığın bilinmeyen kişinin, eşinin, sevgilinin, aşkın o olduğuna emin olursun.
Sonra bir gün gitmen gerekir. Aslında bilirsin geride bıraktığının ne kadar acı çekeceğini, ama yine de göze alman gerekir. Ve korku başlar, geceleri karanlıkta yatmaktan, annenden babandan küçücükken uzakta kalmaktan, ölümden bile bu kadar korkmamışındır hayatın boyunca.
Dönünce aynı adamı bulamama korkusu seni tüketir, gece yatağında, gündüz sokaklarda, gittiğin restoranın tuvaletinde ağlarsın, anlamı kalmamıştır hiçbir şeyin. Hala senindir, hala deliler gibi seni sevmekte seni beklemektedir ama sen korkarsın. Ayrı kalmış olmanın zarar vermesinden korkarsın.
Ve aslında bir anda anlarsın ki ayrılık bir tarafın artık sevmediği için bırakıp gitmesi değil iki tarafın da deli gibi severken kavuşamamaktır. Anlamak sana hiçbir şey kazandırmaz. Ağlamaya devam edersin.