bugün

ben bu yazıyı geceye yazdım

Her şeyin bir zamanı var Azizim,
Her şeyin.
Evet.
Her şeyin zamanı var da bir şu, zamanın, yok.
Yok, evet.
Ki bilmek lazım, zamanın hiçbir şeyi yok.
O yüzden, efendiler!
Bırakmayın zamana zamanı.
Zamansız yapın yapacaklarınızı.
Evet. Yapın.

Efendiler!
Bakın kendi başınızın çaresine.
Evet, bakın.
Ben, öyle yaptım.
Ben baktım.
Ki söylemek lazım,
Hiçbir kadına bir başkasına baktığım gibi bakmadım.
Evet, bakmadım.
Her kadına aynı şiiri okudum.
Lakin
Evet, bilin.
Efendiler!
Hiçbir kadına şiir yazacak kadar bakmadım.
Baktım evet, baktım.
Sonra şiir okudum.
Onlarca şiir okudum!
Duymak istedim ondan da çokca şiir.
Ama sadece ondan duymak istedim.
Ki bilmek lazım,
Şiir bir kişiye yazılır Azizim.
Onlarca.
işte o yüzden,
Hiçbir kadına bir alıntıyla şiir yazmadım.
Evet, yapmadım.

Her sözcüğü bir galaksiye bağlamak lazım Azizim.
Bağlamak lazım sözcükleri.
Evet, galaksilere bağlamak lazım.
Ancak bir çoğunu yıldızlara asmak lazım.
Baktıkça hatırlanası Efendiler!
Hatırladıkça bakılası.
Ki anlatmak lazım,
Evet, anlatmak.
Şayet, ben öyle yaptım.

Her şey vaktiyle efendiler!
Her şey vaktiyle!
Vakit dahi her şeyle.
Yalnızlık yok.
Koca bir yalan.
Evet, Yalan!
Yalnız kalmadım ben dahi Azizim.
Yalnız, kalmadım ben,
Ben dahi kalmadım.
Kalır gibi oldum birkaç kez.
Ki saymak lazım,
Evet, birkaç kez.
Sonra, anladım.
Yok, yalnızlık efendiler!
Yalnızlık yok!

Sonra çözdüm sözcüklerin yıldızlarını,
Sözler dahi yıldızsız kaldı.
Evet, çözdüm.
Ama yılmadım azizim.
Kaydı zaten yıldızlar.
Bağlasan durur mu hiç?
Evet, durmaz.
Ben de durmadım azizim.
Kayan her yıldızın ardından aynı ağıtı yaktım.
Ki yakmak lazım,
Evet, yakmak.
Ölmeden yakmak lazım.
Öldükten sonra yakmak yok Efendiler!
Anlatın,
Yanmak var belki.
Evet, Yanmak.

Söyleyin ağlamasınlar Efendiler!
Evet, ağlamasınlar!
Ki öğretmek lazım,
Ağlamaz erkekler!
Evet, Ağlamaz!
Bırakın kadınlar ağlasın!
Ağlarsa ölür erkekler,
Ama kadınlar başka!
Yaşatmak lazım kadını Azizim.
Kadın yaşadıkça ağlar.
Ağlarken yaşar en çok.
Pekâlâ, erkek öyle değil.
Erkek ölünce ağlar.
Ki söylemek lazım,
Ağlatmayın erkekler,
Ölmeyin.
Yahut bir yol bulmak lazım.
Belki, ölmeyen erkek olmak lazım.
Evet, ölmemek.
Erkek, en çok, ölürse erkek değil!

Şarka gitmek lazım Azizim.
Evet, Şarka.
Ama şarkılarla gitmek lazım.
Evet, şarkılarla.
Gidin şarka Efendiler!
Garba da gidin.
Ki gitmek lazım,
Şark da bizim, ne ala Garp da.

Sonra kalmak lazım Azizim.
Bir kadının yanında.
Adam olmak lazım.
Evet, adam olmak.
Bir kadına ancak bir adam yakışır.
Ama ikincisi olmasın.
Evet, bir.
Öylece bir kalmak lazım.
Gitmeden , kalkmadan, kanmadan.
Ben öyle yaptım.
Evet, kaldım.
Kalın efendiler!
Kalın kadınlar için,
Ama tüm kadınlar için kalın.
Ayırmayın kadınları Efendiler!
Kadınlara sahip çıkın.

Vaktiyle ilhami vardı Azizim.
Vaktiyle, ilhami.
Artık yok.
Evet, ilhami.
Severdi kadınları,
Kadınlara sahip çıkardı.
Ama efendiler!
Farklıydı ilhami.
Ki anlatmak lazım,
Şiir okurdu kadınlara.
Şiir yazardı.
Bir kadını sevdi ilhami Efendiler!
Evet, bir kadını.
Ne mi oldu sonra?
Sen anlat Azizim.
ilhami öldü de onlara.
Kadınlar yaşıyor.
Şiirler de ölüyor Azizim.
Evet, ölüyor.
Sen kaldın.
Gerek yok, hatırlatma!
Biliyor efendiler ve biliyorlar!
Evet, bir de ben kaldım.

ilhami’nin şiir yazdığı kadın da öldü efendiler!
Adamlar ölmez ama kadınlar ölür!
Evet, ölür.
Ki düzeltmek lazım,
Adamlar ölünce yaşar,
Kadınlar yaşarken ölür!
Kadınlar öldü Azizim.
Ben kaldım.
Bir de sen.

Gidelim azizim,
Evet, gidelim.
Buralar kadınlara kalsın.
Yaşasın kadınlar.
Ki hatırlatmak lazım,
Yaşamak için ağlasınlar.
Gitmek lazım Efendiler!
Geç olmadan.
Kalanlar geç ölüyor!

Sana gelirsek Azizim.
Evet, sana.
Sen yaşa, pek ala.
Ama siz durmayın efendiler!
Ölmek lazım.
Evet, ölmek.
Hatırlayın bir bir olanları,
Birilerinin yaşaması için birileri ölüyor.
Ki yaşatmak lazım,
Azizim size kalsın.
Size anlatacakları var.