bugün

ben bu yazıyı kardeşime yazdım

sana artık kızgın değilim. kırgınım. neredeyse üç sene oluyor. duruma alıştım ama sevemedim hala. bak mesela şu an mutlu değilim ama ağlamadan yazabiliyorum bunları. belki bir gün silmeyip tekrar okuyabilecek kadar, biraz daha alışmış olabilirim duruma. mesela artık birileri şimdiki durumumun benim için daha iyi olduğundan bahsederken karşı çıkmıyorum. "evet" diyorum, "siz haklısınız." zaten haksızsınız, bilmiyorsunuz, dışarıdan göründüğü gibi değil desem de onlar her zaman haklılar. zaten herkes haklı, herkes doğru. bi ben yanlışım.

annem eskisi gibi değil. yaşlandı. bazen saçmalayabiliyor, sonra saçmaladığını fark edip gülüyor. "iyice sapıttım." deyip. onu seviyorum. ama bazen yanında çok sıkılıyorum. çünkü beni dinlemiyor. dinlemiyor ama sürekli anlatmak istiyor. unutuyor galiba aynı şeyi defalarca anlatıyor. dinliyorum ben de. babam da biraz daha sakin. ama hala o işten gelince ben odama kaçıyorum. bazen beraber yemek yiyoruz. onlar bi şeyler konuşuyorlar ben yemeğimi yeyip odama gidiyorum yine. canım konuşmak istemiyor.

bu sene hiç gitmediğim kadar çok gittim okula. gidip gitmemek bir şey fark etmiyor. sene sonuna kadar mecbur kalmadıkça gitmicem. bi çocuk var okulda. sanırım benden hoşlanıyor. demiştin ya "bak sevgilin falan olursa bana söyle, facebook lardan falan öğrenmeyeyim." bir ara seni arayıp anlatmak istedim ama yapamadım. sonra vazgeçtim zaten. belki burda değil de olmak istediğim yerde olsaydım denerdim. ama şimdi gerçekten bi şey ifade etmiyor.

zaten artık pek çok şey bir şey ifade etmiyor. canım düşünmek istemiyor. artık hiçbir şey istemiyorum. bilim adamı olmak, kendime laboratuvar açmak, hastane açmak, okul açmak, resim yapmak, kitap yazmak, köpek almak, aile kurmak, kendi evime çıkmak... hiçbir şey.. hepsinden vazgeçtim. sadece şu aptal okul bitsin. ondan sonra da aradığımı bulamazsam, yani bu anlamsızlığın nedeni burası değil de komple hayatsa çok sürmeden kendi kendimi diskalifiye ederim herhalde.

insan görmek istemiyorum. dersaneye de gitmicem. herhangi bir bölüm için değil sırf sıkılmamak için zaman bir şekilde geçsin diye çalışıcam o sınava da. iyi bir sıralamam olacak onu da biliyorum. insanlara hayallerimi satmamak için, hayallerim üzerinden ticaret yapmasınlar diye gitmicem diyorum. öyle düşünüyordum gerçekten de daha önceden ama artık hayalim de yok galiba. senin anlayacağın babamın istediği şey oldum. insan değil bak. insanların duyguları vardır. ben hissetmiyorum.

sence neden böyle oldum? burada değil de başka bir yerde olsaydım da yine böyle olur muydum? bana ne olduğunu anlamıyorum. bu kafayı yemek midir, bıkmak mıdır, depresyon mudur, yoksa başka bir şey midir bilmiyorum. artık tanımlamak da istemiyorum. sadece eskiden böyle değildim. onu biliyorum. neden bilmiyorum ama eskiden sen de biliyorsun ya "sen ne kadar neşeli bi şey olmuşsun kız!" dediğin gibi değilim. bazen yine gülüyorum, normal davranmaya çalışıyorum çünkü çok fazla soru soruyorlar. sen de soruyorsun. "ne oldu sana? bir bi şey mi dedi? her şey yolunda mı? senin için yapabileceğim bir şey var mı?" bunlara yok bi şey ya dalmışım öyle demek bile yoruyor artık. sırf demesinler diye eskisi gibi davranmaya çalışıyorum ama eve geldiğimde gerçekten çok yoruluyorum.

sana da kızmıyorum artık. gerçekten. gelecek altı senemi üç dakikalık saçma bir ince düşünce(!) ile sürgüne çevirmiş olman da umrumda değil. cidden kızarak yazmıyorum bunu. zaten neden bilmiyorum ben beceremedim hayatın üstesinden gelmeyi. olmadı yani. yapamadım. yapamıyorum. yapmak da istemiyorum.

umarım sınavın güzel geçer. ve keşke bunu buraya değil de sana yazabilseydim. artık ağlamadan yazabiliyorum, belki bir gün sana da yazarım. ya da sohbet ederken yüz yüze konuşuruz. belki de konuşmayız, zaten artık anlamanı da istemiyorum. gerçekten artık hiçbir şey umrumda değil.
güncel Önemli Başlıklar