bugün

turbanin ozgurluk olarak gorulmesi

beni gülmekten öldüren başlıklardandır.

demiş ki vatandaş "türban dinin emrettiği söylenen bir yasaktır. yasaklara özgürlük vermek özgürlük anlayışına temel prensibine zıttır"

neye göre kime göre yasak olayıni irdelemeye kalkarsan dünyadaki kişi sayısınca yasak, kişi sayısınca mübah bulursun. burada müslüman adamın zihnini kaşıyan olay özgürlük meselesi değildir, din ve vicdan hürriyeti meselesidir. senin vicdanen kabul ettiğin yahut etmediğin nanemolla şeyleri bile devlet senin hür iradenle yaptığın işlerdir diye engellemez. ama başkasının kişisel haklarına tecavüz ediyorsan engeller değil mi. bu da bu kadar basit bişeydir. eğer türbanlı yahut başörtülü bayan gidip başka birine zorla türban ört diye baskı kuruyorsa suç işler. o zaman ksıtlarsın istersen koyarsın kanunu... ama burada dini inancı gereği örtünen biri, dini inancı gereği namaz kılan birinden yahut yalan söylemeyen birinden farksızdır.

bakın hepimizin allah rızasına ulaşma yollarımız farklı farklıdır. senin için güzel ahlaklı olmak birinci sıradadır, bir diğeri için namaz kılmak. ne demiş peygamberimiz "bir hurma tanesi ile de olsa ateşten sakınınız" bunu kendine dert edinmiş biri islamın tüm kurallarını uygulayarak ateşten kaçınmak isteyebilir. hem başını örter, hem ilim öğrenmek ister, hem bulunduğu ortamda iffetini muhafaza eder vesaire...

türbana özgürlük yarım bir ifadedir, din ve vicdan özgürlüğü aslolandır, türkiyede yahut marsta farketmez.

siz türbandan korktukça zihinsel çöplüğünüzde türbülanslar oluşuyor, lakin türübünler türbanlı-türbansız yan yana oturmuş tek şeyi söylüyor,

-sözlüğe gözlük, inanca özgürlük!