bugün

yeşilçam ın gerçekleştiremedikleri

kısaca yeşilçam dediğimiz sinema ekolünün imkan yetersizliği veya isteksizlik sebebiyle sinematografik açıdan gerçekleştiremedikleridir.

yönetmenlerimiz ve de oyuncularımız aslında seyircinin perdede görmek isteyeceği şeyleri vermekle yetinirler ekseriyatla. zengin genç-fakir kız, fakir kız zengin genç, zengin genç hasta kız, hasta genç-kör kız, kör kız-topal oğlan, zengin fabrikatör genç+coşkun & hayalleri olan kız ve şantaj fotoğrafları. nihai surette bir aşk ve illa ki bu aşkın baltacısı yeşil veya mavi gözlü olmak kaydıyla bir ara böcüğü mevcuttur. bunlar konu dışı unsur olmakla birlikte aşkın yaşanış biçiminde paranın yadsınamaz gücü vardır.

bir çok eksikler bu aşk hikayesini örmekle birlikte ben bir kaç tanesine değineceğim:

kumar masası sahneleri:

ekrem boranın kare as harici el açtığını gören var mı? yahut yıldırım önalın yetiştirdiği kadir inanırın düşeş atmama ihtimali nedir? bu amcalar asla kaybetmezler. ferdi tayfur ise kaybettiği an masayı yıktıktan sonra ahu tuğba ile banu alkanı tokatlayıp güner ümit'e kurşun saydırmaz mı? sonra af çıkmadan trt koğuşa gelerek ferdi tayfura şarkı söyletmez mi? dikkat edin o meşhur kırmızı pantolon da hala üstündedir. kumar masasına otururken papyonuyla filan tam takımdı o.

yağmur sahneleri:

dikkat eder misiniz bilmem? yeşilçamın yağmurları hortumun ağzı başparmak vasıtasıyla kıstırıldıktan sonra o tazyikli su kadraja doğru yukarıdan fışkırtılır. ya da yağmurlama yöntemi uygulanır su beleş gibi sular seller tsunamiler götürür o vakit perdeyi. filiz akın ve hale soygazi özellikle ağlarlar yağmur yağınca. orhan gencebay ise söyle nedennn der kafasını sallar. saçlarındaki sular etrafa saçılsa da asıl ıslak gömleğin altındaki badi vücut mühimdir.

tabanca ve silah efekti:

bir türlü tutturulamayan sestir. cüneyt arkın kırmızı kazağını giyer deri eldivenleri takar, eski kum deposunda pusu kuran rüstemin adamlarını temizlemeye gider. bıkşıınn bıkşııın diye sıkar cüneyt baba. ama hiç kurşunun isabet ettiği sektiği yerleri göremeyiz. vurulan kimse ise asla kurşunun isabet ettiği yeri tutmaz. hep kalbini tutar.bacağa gelir kurşun, figuran yine kalbine götürür elini ciğerini avuçlar huvaaa diye bağırır. cüneyt arkın ise elli pare top atışının isabeti sebebiyle emaneti temsil eder. ama sesler genelde aynıdır bıkşınnn bıkşınnn!

babacan olmayan yaşlı insan tipi:

bir insan yeşilçamda ya hep iyidir ya hep kötüdür. asla kimse kimseye iyilik yaparken piçlik düşünemez.misal hulusi kentmen seni döverim evladım lakabım kemik kırandır derken bıyığını tutup gülümser, kimseyi de dövmez. nubar terziyan da sütünü çalan sezere bi iki vurur sonra üzülür ona iş verir babacanlığı tutar. yıldırım önal her türlü bok püsür işi yemiştir huysuzlanır filan ama bi aşamadan sonra ben taş kalpli değilim diyip ağlamaya başlar. yaşlı olan herkes yeşilçamda babacandır.

rüya sisi:

yeşilçamda rüyalar son derece müsbet görülürken o muammayı sadece sis verebilir. altıgen görüntü veren mercek kullananlar da mevcuttur.

yumruk yeme sahneleri:

ferdi tayfurun çölde yediği yumruğu hatırlayın başka bişey demiyorum.

ses senkronizasyonu:

tabi ki başlıca sorun bu ses davasıdır. sakar şakirdeki yangın sahnesinde televizyonun kameraya alınıp negatifini oynatarak yangın görüntüsü verilmesi gibi ara sıra sakata gelen şeylerden değildir. her filmin bundan çekeri vardır. jenerikte gördüğümüz sesleri alan: ahmet kostarika, emeği çok olsa da tüm yeşilçamın anasına fatihayı okutmuştur. pavyonda şarkı söyleyen kadının ağzı "seviyoruuummm" derken ses "seniiii" diye gelir. kartal tibet daha içkisini bitirip silahını çekmeden silah sesi duyulur peşine bi aah sesi gelir ama kartal tibet hala içkisini içmektedir.

-ne oldu sezercik nen var?
-mahsuscuktan babacım mahsuscuktan osurdum.
-nasıl anlamadım? anneni mi çok seviyorsun beni mi?
-zaarttt..

gördün işte anlatmak istediğim buydu. yine de seviyoruz yeşilçamı. yeşilçam hatalarıyla güzel. türkan şoray gözleriyle..