bugün

ulvi

lisede vardı bu isimli bir arkadaşım.. eski türk filmlerindeki jönler gibi konuşmaya çalışıp aynı zamanda feminen hareketler yapıyordu. bir keresinde böyle garip mahalle abilerinin takıldığı bir cafede düzenlenen, garip bir okul arkadaşımızın kırmamak için gittiğimiz doğum gününde shakira dansı yaparak bizi bir şoktan çıkarıp başka bir figürle bir daha şoka sokmuştu. tabi iş dans olunca her çeşit figür barındırıyor içinde. ve biz her gelen yeni figürde kendimizi kaybedip hayatı sorgulama moduna giriyorduk. dumur olmuştuk. hareket bile edemedik uzunca bir süre, donduk kaldık. bir keresinde de yaz tatilinde saçını pembeye boyadı. "ulvi normal bir kenar mahallede zorluklar içerisinde yaşayan dört çocuklu bir ailenin yine zorluklar içerisinde okuyan bir çocuğusun. bu tip ne!?" dedik. (burada kenar mahalle diyerek orada oturan insanları yermek değil anlatmak istediğim. yaşadığı ortamın bunu kaldıramayacağını anlatmak istemiştik..) "tamam haklısınız hemen gidip başka renk yapacağım." deyip bu seferde maviye boyayarak gelmişti saçını. başkaları ezmeye çalışırdı dalga geçerlerdi hep. biz de korumak isterdik o yüzden biraz tahammül ettik ezdirmemek için.. bu saç olayından sonra "amacı ne acaba bu çocuğun?" diyene kadar zaten seneler geçti. yıllar sonra üniversiteye gitmek için ayrıldık tabi. 1-2 sene sonra görüşelim dedik. toplaştık 3-4 kişi. gördük ki hala değişmemiş. sonradan öğrendik ki bir arkadaşımıza "üniversitede kızlar beni kaçırdı. 5-6 kişilerdi. bana bir şeyler içirip bayılttılar. sonra sandalyeye bağladılar, ben sandalyede ayıldım ve bana tecavüz ettiler." demiş. şaşırdık mı? elbette hayır. sahip olmadığı hayatlara, insanlara ve hatta tiplere özenirdi bu arkadaş.. onlar hakkında kafasında kurduğu ve öyle olduğuna inandığı hayatları yaşamak isterdi. telefona yüklenen garip fotoğraf düzenleme programları ile suratını kapatır gibi yapıp çektiği fotoğraflarına, yine bu programlar ile sahte time dergisi kapağı yapardı dergiye manşet olmuş gibi görünmek için. velhasılkelam gerek bu sebeplerden, gerek başka sebeplerden okulu bitiremeyen arkadaşımız, şimdilerde satış elemanı olarak çalışıyormuş bir mağazada. yine de bazen aklıma gelir hüzünlenirim bu arkadaşım için. yazık yani ne bileyim. ah ulvi ah.