bugün

bassavcinin sekreteri turbanli

başsavcının sekreterinin, mesai saatleri dışında türbanını taktığı ve mesai saatleri içinde türbanını çıkarıp, kendi deyimiyle devlet memuruna yakışır şekilde görevini icra ettiğini içeren haberdir.

türban yasağı diye milletin kendini yerden yere vurduğu bir ortamda, aslında türkiye'de türban takmanın yasak olmadığı, yalnızca kamusal alanlarda türban takılmasına, çalışanların mevkilerinde ayrımcılığı vurgulayabileceği endişesi ile izin verilmediğine, üniversitelerde de ölçme-değerlendirme süreci içinde yine benzer şekilde ayrımcılığa neden olabileceğinden engel olunduğuna ilişkin oldukça güzel bir örnektir.

ayrıca bu haberde bir başka vurgu daha vardır ki, o hepsinden önemlidir. başsavcının sekreterini göreve geldikten sonra kamusal alan dışında türban takıyor diye görevden alması diye birşey söz konusu olmamış, bu da bugüne dek iktidardan gelen bu kadar baskıya karşın reklam amacıyla kullanılmamıştır. seyit onbaşı'yı bile reklam amacıyla kullanan bir zihniyet emsal bir durumda ne yapardı, sizler düşünün.

haberden anlaşılması gereken, din, rejimi yıpratmaya alet edilmediği sürece, kimsenin inancından dolayı herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadığıdır.

anlayana...

anlamayanlara türbandan yelkenlerini şişirmiş gemicik filolarında tayfa olmak müstehaktır...*