bugün
- sözlük yazarlarının pizzaları8
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- narin güran19
- jose mourinho23
- klarnet calan sarapci koala 68
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü30
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- bütün sözlük erkekleri alçaktır15
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı18
- neden sürekli kabız oluyorum18
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko11
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı109
- fenerbahçe taraftarı30
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
Üzerine geçirdiği elbise çok yıkanmışlıktan mı, güneşte çok kalmasından mı yoksa kirden mi soluktu yahut hayallerinin soluk gölgesi kıyafetini de mi kaplamıştı, o an kestiremedim. Ancak yüzündeki ve saçlarına kadar ulaşmış olan kirlerinde sönmeyen ve ışıltısını koruyan tek şey onlardı: iki koskocaman ve ışıl ışıl yeşil gözler. Kaderinin ahugüzâr gitmeyen tarafının tek meydan okuyan kanadı ve kanıtı idi onlar şu kısacık yaşamının upuzun çilesine inat.
Okulundan kalan zamanında dersleri ile meşgul olup, geleceğine yaratıcılık namına yatırım yapacağı hayallerini kurmak, oyunlar oynamak varken ve biraz da anneciğinin demlemiş olduğu çayını sıcak yuvasının en sevimli ve çocuğa yaraşır yeri olan bir soba kenarı ya da cumba dibinde içmek varken; o bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında, cimri olan ve kendinden fazla ödün vermeyen bir saçak altında, kimilerince duygu hırsızı, kimilerince para arsızı olarak nitelendirilip mendil, kalem, silgi, uçurtma satsa da, en temiziydi hayata, hayatta kalana dair. Umudu fırından yeni çıkmış, sımsıcak ve gevrek bol susamlı simit tadıydı o; yanına en güzel çaylar, peynirler ve dost sohbetler yakışanı.
Ne kadar hor görülse de üzerindeki kirden-pastan dolayı ve yolların-hayatın kurallarından ötürü; o bir çocuktu ennihayetinde, en pişkin ve laubali hallerine rağmen. Aslında en çok da bizler utanmalıydık, onun yanından vurdumduymaz, sorgulamasız, hissiz geçtiğimiz için. Bir an durup, düzeni eleştirmediğimiz için. O gözlerin içindeki anlamı görmekten sakındığımız, kaçtığımız için. Mutluyduk ya küçük olan büyük hayatlarımızda, ne gerek vardı şimdi durup dururken elalemin bir piçinin gam yükünü de üzerimize almaya! Zaten hayat yeterince yoruyor, kasıyordu bizi.
Bize uzatılan minik elin ucundaki mendile, kaleme, silgiye, uçurtmaya uzanırken, hiç temas etmemeliydik o gözler ile ya da bakılanda bir şey görmemeliydik. Oluşan bu kayıt-dışı kayıtsızlıkta, hiç vicdan muhakemesi yapmamalıydık. Çünkü o küçük kızın orada bulunmasına hiçbir zaman katkımız olmamıştı! Vicdanlarımız rahat olsun ağabeylerim, ablalarım, kardeşlerim, arkadaşlarım...
Üzerine geçirdiği elbise çok yıkanmışlıktan mı, güneşte çok kalmasından mı yoksa kirden mi soluktu yahut hayallerinin soluk gölgesi kıyafetini de mi kaplamıştı, o an kestiremedim. Ama bildiğim, peyderpey bu küçük kızın hayatının bir parçasının da sebebi ve sorumlusu bendim. Bendim, çünkü insan olan tarafımdan çok, hayatta olan kısmımı düşündüm, kaygılandım ve kendim için çalıştım. Devlet nasıl olsa keseceğini kesiyordu benden, bunlarla da o ilgilensin!..
Okulundan kalan zamanında dersleri ile meşgul olup, geleceğine yaratıcılık namına yatırım yapacağı hayallerini kurmak, oyunlar oynamak varken ve biraz da anneciğinin demlemiş olduğu çayını sıcak yuvasının en sevimli ve çocuğa yaraşır yeri olan bir soba kenarı ya da cumba dibinde içmek varken; o bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında, cimri olan ve kendinden fazla ödün vermeyen bir saçak altında, kimilerince duygu hırsızı, kimilerince para arsızı olarak nitelendirilip mendil, kalem, silgi, uçurtma satsa da, en temiziydi hayata, hayatta kalana dair. Umudu fırından yeni çıkmış, sımsıcak ve gevrek bol susamlı simit tadıydı o; yanına en güzel çaylar, peynirler ve dost sohbetler yakışanı.
Ne kadar hor görülse de üzerindeki kirden-pastan dolayı ve yolların-hayatın kurallarından ötürü; o bir çocuktu ennihayetinde, en pişkin ve laubali hallerine rağmen. Aslında en çok da bizler utanmalıydık, onun yanından vurdumduymaz, sorgulamasız, hissiz geçtiğimiz için. Bir an durup, düzeni eleştirmediğimiz için. O gözlerin içindeki anlamı görmekten sakındığımız, kaçtığımız için. Mutluyduk ya küçük olan büyük hayatlarımızda, ne gerek vardı şimdi durup dururken elalemin bir piçinin gam yükünü de üzerimize almaya! Zaten hayat yeterince yoruyor, kasıyordu bizi.
Bize uzatılan minik elin ucundaki mendile, kaleme, silgiye, uçurtmaya uzanırken, hiç temas etmemeliydik o gözler ile ya da bakılanda bir şey görmemeliydik. Oluşan bu kayıt-dışı kayıtsızlıkta, hiç vicdan muhakemesi yapmamalıydık. Çünkü o küçük kızın orada bulunmasına hiçbir zaman katkımız olmamıştı! Vicdanlarımız rahat olsun ağabeylerim, ablalarım, kardeşlerim, arkadaşlarım...
Üzerine geçirdiği elbise çok yıkanmışlıktan mı, güneşte çok kalmasından mı yoksa kirden mi soluktu yahut hayallerinin soluk gölgesi kıyafetini de mi kaplamıştı, o an kestiremedim. Ama bildiğim, peyderpey bu küçük kızın hayatının bir parçasının da sebebi ve sorumlusu bendim. Bendim, çünkü insan olan tarafımdan çok, hayatta olan kısmımı düşündüm, kaygılandım ve kendim için çalıştım. Devlet nasıl olsa keseceğini kesiyordu benden, bunlarla da o ilgilensin!..
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar