bugün
- metin arolat34
- mert hakan yandaş10
- jose mourinho17
- fenerbahçe taraftarı27
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- the crying one8
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı12
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı116
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- bimde çalışanda akıl var mı16
- sudekiray13
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı13
- sari renkli seker9
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- eve çağıran erko22
- anın görüntüsü26
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
türkiye halkının neyi izleyeceğini, neyi okuyacağını, hangi internet sitelerinde gezineceğini belirleyen oluşum. kısaca, insanın internet ortamındaki özgür iradesinin tamamını tekeline bağlamıştır.
işe daha farklı bir boyut getirmek gerekirse şunu söyleyebiliriz. içlerinden herhangi biri, internette gezerken hiçbir yasal dayanağı olmayan * tamamı ile kendi keyfi hareketlerine göre internet sitesi kapatmakta hiçbir sakınca görmeyen sığ düşünceli insanlarla doludur. 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun metninde açıkça belirtilen şu madde ;
içerik sağlayıcının sorumluluğu
MADDE 4 – (1) içerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
(2) içerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.
internet alemine sadece 3 yıl vermiş ve biraz bilgisi olan her kişiye saçma gelecektir. öncelikle sözlüğü ele alalım. burada cumhurbaşkanına edilen hakaretten zall sorumlu değildir. fakat, zall buranın adminidir ve buranın içeriğini benimseyip bu siteye kullanıcıların ulaşması maksadıyla gerekli server işlemlerini halleder. yani, her iki şekilde de zall burada suçludur.
bir diğer madde;
Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi
MADDE 8 – (1) internet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) intihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
suçları.
8. maddenin a bendinin 4. fıkrasında yer alan sağlık için tehlikeli madde temini şu an baktığımız zaman bu suçun sadece internet ortamında değil marketlerde hatta yakınımızdaki bakkallarda yer alan buzzer ve benzeri içeçekler sayesinde işlendiğine hep beraber şahidiz. peki, neden valiliklerin, kaymakamlıkların ve belediyelerin sıkı denetim yapmasını gerektiren herhangi bir kanun tasarı bu denli işleyişli değil?
5. fıkraya bakalım. müstehcenlik. bir kere müstehcenlik kavramı kişiye, yaşantıya, kişinin düşünce yapısına göre değişen çok farklı bir olgudur. bazısına göre plajlarda kadınların bikini ile gezmesi müstehcenlikten sayılmazken, bazıları için ise kadının başının açık olması bir müstehcenlik kavramı. o halde, plajlar hakkında da aynı tür bir yasa çıkarmak gerekmiyor mu?
6. fıkrada yer alan fuhuş maddesi. beni en derin düşüncelere gark eden madde. bu ülkenin her bir ilinde, belli mevkilerde yer alan genel ev diye tabir edilen fakat halk arasında kerhane diye geçen yerler bulunmakta. neden onlar kapatılmıyor da, internet siteleri sansüre uğruyor? hadi çocukları uzak tutmak vesaire diyelim fakat, o yerlerin yakınlarında çocuklar yaşamıyor mu? oralarda neler olup bittiğini bilmiyor mu? en basiti ile son 1 yılımı geçirdiğim istanbul aksaray'da bakkalların, mağazacıların, lokantacıların çocukları bile aksaray'ın bir fuhuş mühiti olduğunu bilmiyorlar mı sanıyorsunuz?
7. fıkrada yer alan kumar maddesi. bu ülkede her mahallede bulunan kahvehanelerde, meyhanelerde hatta ve hatta bakkalların arka odalarında bile kumar oynatıldığını bilemeyecek kadar aciz bir devlet tarafından yönetildiğimizi bu maddeyi gördükten sonra düşünmemek elde bile değil. yıllardır televizyon kanallarında gördüğümüz haberlerde yer alan kumarhane baskınları nedir?
3. uyuşturucu maddesi. beni kahkahalara boğan madde. her köşe başında bir torbacı bulunurken ve bu kişilerden rüşvet alan polislere birebir şahit olmuşken bu maddeye yapacak en ufak bir açıklama dahi bulamıyorum.
bu sorunun cevapları birazdan.
hassas maddelere en son değinmek istedim.
1. madde intihara yönlendirme. öncelikle internet ortamında yasaklanmayan milyonlarca kaynakta intihara yönlendirme mevcut. an itibarıyla sol framede yer alan ölüm başlığı bile insana ölümü hatırlatan, psikolojisi bozuk ise intihara yönlendirebilecek bir olgu değil midir?
2. madde. adını bile anmak istemediğim, okuduğumda dahi sinirlerimi tavan yaptıran dünyanın en iğrenç şeyi. bu tarz içeriklerin yasaklanmasının her zaman taraftarı olmuşumdur fakat şuna ne demeliyiz? dünya çocuk pornosuna karşı yılmayan, yıkılmayan bir savaş verirken hüseyin üzmez'i, trakya üniversitesi ilahiyat fakültesi dekanı hüseyin sarıoğlu'nu koruyup işleri örtpas etmeye çalışan bir devletin bu tarz bir yasa çıkarması absürd değil mi?
soruların cevaplarına gelelim. madde-8 de yer alan tüm fıkralar olası adalet ve kalkınma partisi ve cumhurbaşkanı aleyhine olacak tüm yayınların yasaklanması adına oluşturulmuş hiçbir gerçekçiliğe dayanmayan olgulardır. hemen yanıbaşımızda bulunan tehlikelerden bizleri korumak isteyen devlet, bunu öncelikle sanal hayata karşı değil birebir sokaklarımızda, caddelerimizde, şehirlerimizde asayişi sağlayarak yapmalıdır. bu ülkede devletin kirli oyunlarını ortaya çıkarıp cezaevine gönderilen sayın can dündar ve erdem gül'e karşı alınan sözde adalet kararları elbet bir gün gerçek bir adalet olarak karşılarına çıkacaktır.
hakkınızı savunun. özgür iradenizi kimsenin yönetmesine izin vermeyin ve her zaman olaylara aynı bakış açısı ile bakmak yerine farklı bakış açıları ile bakmayı düstur edinin. işte o zaman, önceden gördüklerinizin bir tiyatro mizahseni olduğunu anlayacaksınız. buraya kadar okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım.
işe daha farklı bir boyut getirmek gerekirse şunu söyleyebiliriz. içlerinden herhangi biri, internette gezerken hiçbir yasal dayanağı olmayan * tamamı ile kendi keyfi hareketlerine göre internet sitesi kapatmakta hiçbir sakınca görmeyen sığ düşünceli insanlarla doludur. 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun metninde açıkça belirtilen şu madde ;
içerik sağlayıcının sorumluluğu
MADDE 4 – (1) içerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
(2) içerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.
internet alemine sadece 3 yıl vermiş ve biraz bilgisi olan her kişiye saçma gelecektir. öncelikle sözlüğü ele alalım. burada cumhurbaşkanına edilen hakaretten zall sorumlu değildir. fakat, zall buranın adminidir ve buranın içeriğini benimseyip bu siteye kullanıcıların ulaşması maksadıyla gerekli server işlemlerini halleder. yani, her iki şekilde de zall burada suçludur.
bir diğer madde;
Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi
MADDE 8 – (1) internet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) intihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
suçları.
8. maddenin a bendinin 4. fıkrasında yer alan sağlık için tehlikeli madde temini şu an baktığımız zaman bu suçun sadece internet ortamında değil marketlerde hatta yakınımızdaki bakkallarda yer alan buzzer ve benzeri içeçekler sayesinde işlendiğine hep beraber şahidiz. peki, neden valiliklerin, kaymakamlıkların ve belediyelerin sıkı denetim yapmasını gerektiren herhangi bir kanun tasarı bu denli işleyişli değil?
5. fıkraya bakalım. müstehcenlik. bir kere müstehcenlik kavramı kişiye, yaşantıya, kişinin düşünce yapısına göre değişen çok farklı bir olgudur. bazısına göre plajlarda kadınların bikini ile gezmesi müstehcenlikten sayılmazken, bazıları için ise kadının başının açık olması bir müstehcenlik kavramı. o halde, plajlar hakkında da aynı tür bir yasa çıkarmak gerekmiyor mu?
6. fıkrada yer alan fuhuş maddesi. beni en derin düşüncelere gark eden madde. bu ülkenin her bir ilinde, belli mevkilerde yer alan genel ev diye tabir edilen fakat halk arasında kerhane diye geçen yerler bulunmakta. neden onlar kapatılmıyor da, internet siteleri sansüre uğruyor? hadi çocukları uzak tutmak vesaire diyelim fakat, o yerlerin yakınlarında çocuklar yaşamıyor mu? oralarda neler olup bittiğini bilmiyor mu? en basiti ile son 1 yılımı geçirdiğim istanbul aksaray'da bakkalların, mağazacıların, lokantacıların çocukları bile aksaray'ın bir fuhuş mühiti olduğunu bilmiyorlar mı sanıyorsunuz?
7. fıkrada yer alan kumar maddesi. bu ülkede her mahallede bulunan kahvehanelerde, meyhanelerde hatta ve hatta bakkalların arka odalarında bile kumar oynatıldığını bilemeyecek kadar aciz bir devlet tarafından yönetildiğimizi bu maddeyi gördükten sonra düşünmemek elde bile değil. yıllardır televizyon kanallarında gördüğümüz haberlerde yer alan kumarhane baskınları nedir?
3. uyuşturucu maddesi. beni kahkahalara boğan madde. her köşe başında bir torbacı bulunurken ve bu kişilerden rüşvet alan polislere birebir şahit olmuşken bu maddeye yapacak en ufak bir açıklama dahi bulamıyorum.
bu sorunun cevapları birazdan.
hassas maddelere en son değinmek istedim.
1. madde intihara yönlendirme. öncelikle internet ortamında yasaklanmayan milyonlarca kaynakta intihara yönlendirme mevcut. an itibarıyla sol framede yer alan ölüm başlığı bile insana ölümü hatırlatan, psikolojisi bozuk ise intihara yönlendirebilecek bir olgu değil midir?
2. madde. adını bile anmak istemediğim, okuduğumda dahi sinirlerimi tavan yaptıran dünyanın en iğrenç şeyi. bu tarz içeriklerin yasaklanmasının her zaman taraftarı olmuşumdur fakat şuna ne demeliyiz? dünya çocuk pornosuna karşı yılmayan, yıkılmayan bir savaş verirken hüseyin üzmez'i, trakya üniversitesi ilahiyat fakültesi dekanı hüseyin sarıoğlu'nu koruyup işleri örtpas etmeye çalışan bir devletin bu tarz bir yasa çıkarması absürd değil mi?
soruların cevaplarına gelelim. madde-8 de yer alan tüm fıkralar olası adalet ve kalkınma partisi ve cumhurbaşkanı aleyhine olacak tüm yayınların yasaklanması adına oluşturulmuş hiçbir gerçekçiliğe dayanmayan olgulardır. hemen yanıbaşımızda bulunan tehlikelerden bizleri korumak isteyen devlet, bunu öncelikle sanal hayata karşı değil birebir sokaklarımızda, caddelerimizde, şehirlerimizde asayişi sağlayarak yapmalıdır. bu ülkede devletin kirli oyunlarını ortaya çıkarıp cezaevine gönderilen sayın can dündar ve erdem gül'e karşı alınan sözde adalet kararları elbet bir gün gerçek bir adalet olarak karşılarına çıkacaktır.
hakkınızı savunun. özgür iradenizi kimsenin yönetmesine izin vermeyin ve her zaman olaylara aynı bakış açısı ile bakmak yerine farklı bakış açıları ile bakmayı düstur edinin. işte o zaman, önceden gördüklerinizin bir tiyatro mizahseni olduğunu anlayacaksınız. buraya kadar okuyan herkese teşekkürlerimi sunarım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar