bugün

hadislerin dinen delil sayılmasının mantığı

Şimdi efendim, öncelikle şu kısmı net olarak ayıralım. Namaz kılmayan, din umrunda olmayan insanların din başlığı açıp çok biliyormuşçasına, 2 tane de dini terim öğrenip cennete gideceği hayalinizi yıkacağım kusura bakmayın. Bu din siz kabul edin ya da etmeyin diye gelmedi. Bu din geldi, kuralları bellidir, yorum yapacağınız alan bellidir. Din yaşanır, konuşulmaz. Din konuşarak bişeyler elde etmeye çalışmak size bişey kazandırmayacağı gibi, saçma sapan yorumlarınızla "dini bozma" gibi bir noktaya kadar gidiyorsunuz, bunun hesabını veremezsiniz.

Gelelim şimdi hadislerin delil sayılmasına.
Hadisleri günümüze kadar getirenler kim? Sahabeler. Onların rivayetleri ve güvenli olanların toplanarak geldiği kaynaklar.
Kur'an peki direkt olarak size mi indi? Hayır. Rasullah efendimize indi ve yine "aynı" sahabeler tarafından kitap haline getirildi ve günümüze kadar geldi.

Aynı insanların elinden gelen kaynağın bir tanesini "koşulsuz" olarak kabul ederken, diğerini kabul etmemek nasıl bir mantık?

Kur'an bozulmadı, hadisler bozulabilir diyor birisi. Kur'an'ın bozulmayacağına delil ne? Onu kıyamete kadar koruyacağız ayeti. Ya Kur'ana ekleme yapılmışsa ve kimse şüphelenmesin diye bu da ayet olarak eklenmişse? O zaman senin kafandaki din kavramı tamamen çöküyor kusura bakma.

Kur'an da, Hadisler de sahabeler tarafından günümüze kadar muhafaza edilmiştir. Kıvırmak yerine, uyabiliyor musun uyamıyor musun ona bak sen. Uyamıyorsan da, böyle bir emir olmaz, böyle hadis olmaz diye bok atma yoluna gitme. Benim zayıflığım, beceremiyorum de kenara çekil de adam zannetsinler.