bugün

hadislerin dinen delil sayılmasının mantığı

anlaşılması zor bir mantıktır. evet, kuran'da peygamberin emirlerine de uyulması gerektiği ifade edilir ama peygamberin emirlerini, verildiği anda sadece o zamanın insanlarını kapsayacak emirler olarak değil de, sonsuza kadar tüm müslümanların uyması gereken emirler olarak telakki edilmesinin manası nedir?

eğer söz konusu emirlerin geçerlilik süresi bu kadar uzun olsaydı, zamanında peygamberin emriyle kayıt altına alınmaları gerekmez miydi? bu itiraza karşı deniyor ki "o zaman o emirler kuran'a karışabilirdi"... yahu madem iddianıza göre allah'ın gücü kuran'ın üzerinde hiç oynama olmadan günümüze kadar ulaşmasını sağlamaya yetiyor, peygamberin dediklerini ve yaptıklarını kuran'dan ayrı tutarak kayıt altına aldırmaya neden yetmesin?

ehl'i sünnet ve'l cemaat, hadisle kuran ayetlerinin bile nesh edilebileceğine (yürürlükten kaldırılabileceğine; misal recm meselesi) inanır. eğer hadisler, kendilerine dayanarak kuran ayetlerinin bile yürürlükten kaldırılmasına bile sebep olacak kadar önem arz ediyorsa, kayıt sisteminin de sağlam olması gerekmez miydi?

oysa biliyoruz ki hadisler uzun süre kulaktan kulağa aktarılarak yaşatıldı. kimi yazma girişimleri bazen halifelerin emriyle yasaklandı. yazılı hadis derlemeleri ancak peygamberden 200 yıl kadar sonra ortaya çıkabildi. tabi kıyamet kadar uyduruk hadislerle karışmış olarak... muteber kabul edilen hadis derlemelerini yazan imamlar ise, derlemelerine aldıkları hadislerin doğru olup olmadığını belirlemek için rivayet zincirinin sağlam olması, yani aktaranların muteber müslümanlar olması kriterini esas aldılar. öyle ki eğer rivayet zincirini sağlam bulurlarsa, aynen recm meselesinde olduğu gibi, kuran ayetlerini bile geçersiz kılabileceğini söylediler...

peki rivayet zinciri esas alınarak muteber hadis kitaplarında (kütüb-ül sitte) toplanan hadisler ne kadar güvenilirdir? bu sorunun yanıtını bulmak için söz konusu hadis kitaplarının herhangi birini okumak yeterlidir. aynı hadis kitabında bile çok sayıda birbirini tutmayan (sadece kelime olarak değil, hüküm olarak da..) hadisler bulunabilir.

bilmem dindarların bu soruya yanıtı ne olur? allah neden insanların -iddiaya göre- sonsuza kadar uymasını beklediği hükümlerin insanlar arasında güvenilir bir şekilde yayılmasını istememiş olabilir ki?