bugün

her açıdan bölünmüş bir toplum olduğumuz gerçeği

her görüşü uçlarda savunmak aslında o görüşü çok iyi bilmemekten ve anlamamaktan kaynaklanmaktadır. solcunun solculuğu, sağcının sağcılığı, dindarın dini yeterince kavrayamaması refleks olarak karşı tarafa saldırtıyor insanları.
sözlükte çok acılan kemalistler şöyle, ateistler böyle, dindarlar tü kaka, başı açıklar hayat kadını, başı kapalılarla fanteziler şeklindeki başlıklar yaşam deneyiminin de kısıtlı olduğunu gösteriyor. bir ülkücü olabilirsin örneğin hiç mi hayatında vatanperver , pkk'lı olmayan bir solcu görmedin. ya da atestsin, hiç mi hayatında aydın görüşlü bir inanan görmedin ya da dindarsın yok mu çevrende namuslu bir baş örtüsüz kadın ? görmediyseniz bu sizin fikri dünyanızın siz hapsettiği akvaryumdan başka bir şey olmadığını gösterir.
herkesin bir fikri var hayata dair. iyi de hangisinin doğru olduğuna dair bir ispat var mı? bunu sormak kendini sorgulamak olgunluk meselesidir. ham beyinlerden çıkan ham fikirlerin söze dökülüş şekli bile iğrençken olgun bir insanın size en zıt gelen bir fikrini anlatma şekli bile zevk verir aslında.