bugün

turkiye yi sevincten aglatan ezan

1955 yılında yeniden arapça okunmaya başlamış olan ezanın ilkidir.

Ancak Türkiye'yi ağlatan ezan falan değildir, salya sümük efendinin sıçmasıdır o.

Türkçe ezan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kurulduğu dönemde Arapça orijinalinin yerine, Diyanet işleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi okunmaya başlandı.

1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.

Kur'an’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde istanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet işleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi. 4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesin ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.

Türkçe ezan ilk olarak 1932 yılında istanbul Fatih Camii'nde okundu.

18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile 16 Haziran 1950'de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir. ilgili kararla, Türkçe ezan yasaklanmasa da, Türkçe ezan okunması tümüyle terkedilmiştir. Günümüzde, serbest olmasına karşın, camilerde yalnızca Arapça ezan okunmaktadır. (Yararlanılan kaynak wikipedia)

Görüldüğü gibi Türkçe Ezan Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat teşvik edilmiştir. Bu da, insanların neden ibadet ettiklerini neye inandıklarını anlamaları ve daha bilinçli olmaları, hurafe ile gerçek din bilgisini ayırdetmeleri için yapılmıştır.

Günümüzde, ticaret hukukundan bahseden ayetler okunurken ağlayan gerizekalılar vardır. Kimse bana başka mazeret uydurmasın.

Türkçe ezan yasaklanmamasına rağmen, arapça ezana dönülmesini bir zafer olarak nitelendiren aklıevveller bilmelidirler ki, arapça ezanı yeniden yürürlüğe koyan iktidar, sadece ve sadece kuklası olduğu emperyalistin, etkileri günümüzde çok daha kuvvetli bir biçimde ortaya çıkan oyunlarına alet olmuştur.

Asıl bu milletin kurtuluşun nerede olduğunu anlamasını istemeyen, halkın bilinçlenmesinden korkan zehirli kafalar, islam'ı bir hurefe dini haline getirerek, kendi çıkarlarını milletin ve vatanın çıkarlarından üstün tutarak, o dönem yapılan çalışmalara bok atmaktadırlar.

Kurtuluş mücadelesi verilirken, yunanla işbirliği yapan, halkı milletin meclisine karşı kışkırtanların torunları şimdi dinden imandan bahsediyorlar.