bugün

anne

(#2461495)'e cevaptır!

o yaz gecesinin sabahında, 17 yaşımın tüm hırçınlığı ile geceyi sokaklarda geçirip de usul usul, kimse uyanmasın diye gün doğumunda beraber yaşadığımız o iki odalı eve geldiğimde koridorda karşılaşmıştık seninle. omuzlarında beyaz atkın vardı. üzerinde sarı çiçekli geceliğin. gözlerimi kaçırmıştım gözlerinden. leş gibi kokuyordum. dünya'nın tüm pislikleri kalbimdeydi. ilk aşık olduğum kız yeni terketmişti beni. anlatamıyordum kimseye. ilk hayal kırıklığımı canlı yaşıyordum o gün doğumunda. ilk can çekişmemi o sabah, o koridorda yaşıyordum. ilk ölümüm, o koridorda yaşanıyordu.
sen ise izliyordun. sessiz adımlarla yanıma yaklaşıp sırtıma dokunmuştun. çenemi kavramıştın o buruşuk ellerinle. yaşamışlığının kanıtı olan ellerinle. ilk defa, yok olmak istemiştim. ilk defa, kendimi, kendime gömmek istemiştim o sabah. leştim çünkü. senin rahminden, nur topu gibi dünyaya gelip, sonrasında, 17 yıl geçmeden bok gibi kokan bir leştim. tüm pislikler gözlerimdeydi. tüm pislikler ruhumdaydı.

gözlerim kan çanağıydı. çakallara içiriyordum karanlık gecelerde. sen yüzümü kendine çevirirken, bir anlığına koridorun sonundaki ayna da kendimi görmüştüm. yeni çıkmaya başlayan bıyıklarım, kanlı gözlerim, hafifçe akan burnum...
bir cümle bekliyordun benden. bir kelime ya da. o anın anlam ve önemine yaraşabilecek tek bir şey. ne söylemeliydim ki? ne söyleseydim söndürebilirdim o gün doğumunda, o koridorda gerçekleşen ruhsal yangını?

"dar geliyor."

dudaklarımı kesercesine ağzımdan çıkıp atmosferde yankılanan cümle buydu. neyin dar geldiğini bilmiyordum ama. hiçbir zaman da bilemedim zaten. hala da bilmiyorum. fakat, o gün doğumunda dar geliyordu bir şeyler. belki giydiğim kösele ayakkabılar. belki de ruhuma giydiğim şu beden!

beni, hızlıca çektin kendine doğru. bastırdın göğsüne. doladın kollarını sırtıma... ilk önce, nedenini bilemediğim bir tedirginlik yaşadım. saniyenin binde birlik bir zaman dilimine sığdı bu tutarsızlığım. sonra, ağladım. bardaktan boşanırcasına ağladım. hayata boşalırcasına!

nefesimin ritmini kaybetmeye başladığımda senin de ağladığını hissettim. tuttuk birbirimizi. yüzlerimizden. konuşmadan karar verdik. bir daha birbirimizi ağlatmayacağımıza dair. aradan yıllar geçti. yollar. aşklar. ihanetler. aradan her şey geçti. ilk hayal kırıklığımın babası olan o genç kız hariç...

sen tuttun sözünü. ben tutamadım. bir bayram sabahı, kapında dikilip de ayaklarının altındaki kovulduğum cennet'e girmeyi hakedemedim.

şimdi, yine ağlıyorum. o sabah ağladığım gibi. bardaktan boşanırcasına. hayata boşalırcasına. hep ağlıyor olmama karşın aradığım cennet'in yerini biliyorum. gökyüzünün en tepesinde değil, aradığım cennet! senin ayaklarının altında! tüm duygularımla ayaklarının altına uzanmış, neden kovulduğumu anımsayamadığım cennet'ine alman için bekliyorum!
güncel Önemli Başlıklar