bugün

sözlük yazarlarının itirafları

biraz uzun bir entry giriyorum arkadaşlar, zihninizi boşaltın ve okuyun.

9 yaşındaydım. ilkokul 3. sınıfa gidiyordum... zilin çalmasıyla birlikte düğünde saçılan paraları toplayan aç çalgıcılar gibi deftere kitaba saldırdım, çantamı toplayıp sınıftan aceleyle çıktım. o zamanlar klinsman vardı, jurgen klinsman.. onun gibi yardırıyordum eve.. dehşet derecede kakam gelmişti, neyse ki sokaklara sıçmadan eve varabilmiştim. o zamanlar boyum 1.10.. kapı ziline yetişemiyorum. hoplaya zıplaya uğraştım biraz, bir kaç kez bastım zile. açan yok. tabi o kadar zıplayınca kakam daha da bir gelmişti.

evimiz müstakil bir evdi.

"arka bahçeye dolanayım" dedim, her tarafta apartman olduğu için oraya hacetlenemezdim ama bizim evin ikinci tuvaletinin penceresi arka bahçeye bakıyordu.

o pencereden girip tuvalete bokumu eyleyebilirdim.

neyse dolandım arka bahçeye, pencere de yukarıya doğru kaldırılan sürgülü pencerelerden...

"oh ben şimdi tavşan gibi girerim burdan" dedim, çantayı falan fırlattım, tırmandım pencereye, o kadar hareketten sonra bokum bir level daha gelmişti tabii.. ama zafere ulaşmama az kalmıştı, pencereden içeri belime kadar girdim, tuvalet gözüme dünya kupası gibi gözüküyordu.. dizimi son bi hamleyle yukarı bi atsam hop atlayacaktım içeri.. ama bir türlü gücümü dengeleyemiyordum.

"elimi şuraya koyayım da kendimi biraz yukarı çekeyim" dedim.. koydum.. elimi sikiyim, elimi pencereyi yukarda tutan kilide koymuşum. pencere kilitten kurtulup aşağı doğru kayıp belime dayandı, nasıl bastırıyor, nasıl ağır.. dayanmaya çalıştım bir süre... ama nafile.. biraz kızardım bozardım falan.. sonra koy ver gitsin şarkısını söylemeye başladım içten içe.. amansızca boklamaya başlamıştım. bok pokemonu pikaçuydum adeta.. pika piiiiii dedikçe elektrik atar gibi sıçıyordum. mini mini bir kuş donmuştum, pencerede sıçmıştım. ne mini mini bir kuşu, dinozor gibi sıçıyordum.

sonunda bitti, götüm hidayete ulaşmıştı. ondan sonra yavaş yavaş pencereye çıkıp içeri atladım.. altımdakileri bir güzel çıkarıp her yerimi yıkadım, pantolonu falan orda bırakıp tuvaletten çıkıp odama yöneldim. altım çırılçıplak, oh miss.. evde kimse yokken kapı açık sıçmayı geçtim artık çıplak geziyordum.. derken salondan bir ses geldi:

"elektrikler geldiii" dedi biri..
"oha noluyo lan" dedim kendi kendime..

ondan sonra kakafonivari çatal-kaşık sesleriyle karışık bir güruh sesi geldi.. evde gün vardı amk. aklımı sikiyim, elektrikler yokmuş da o yüzden kapıyı açmamışlar, zile basacağıma kapıyı tıklatsam açacaklarmış.

"neyse hayıflanmanın alemi yok" dedim kendi kendime.. evde gün vardı ve ben koridorun ortasında dal-taşşak duruyordum.

annem de günlerini 220 bin kişilik maracana stadyumunda yapsa yeridir, öyle bir kalabalık toplar.. o güruh hep birlikte sokağa çıksa uzaydan çıplak gözle görülür.. bi yerden bi yere gitseler kavimler göçü 2 sanılır, öyle bir kalabalık.. neyse alelacele odama koştum, hemen altıma bir şeyler giymem gerekiyordu. evin içinde yaşı, dini, dili, ırkı farketmez... bir kıza böyle yakalanırsam benim için büyük bir skandal olurdu.

neyse odamın kapısına gelip bir hamlede girdim içeri.. O da ne amk.. 7'den 27'ye, sülalede-mahallede ne kadar kız varsa benim odamda. odanın tam ortasındaydım, çıplaktım ve tüm kızlar bana bakıyordu, ben ise bereket tanrısının evlatlığı gibi duruyordum öylece.. ne yapacağımı şaşırdım, "yanlış numara" deyip çıktım odadan.. hiçbir şey düşünemiyordum, baldırıçıplak koşuyordum evin içinde.. ''annemlerin odasına gideyim de babamın bir şeyini giyeyim bari'' dedim.. gittim.. yok artık amk... bu seferde 27'den 77'ye sülalede-mahallede ne kadar yaşlı kadın varsa annemlerin odada namaz kılıyordu.. 'ne yapacağım şimdi' derken kafada mum yandı, tabi çocuğum o zaman, ha deyince ampül yanmıyo.. "bu gün beden dersi vardı, çantada aşortmanlar var onları giyeyim" dedim...

sırtımı yokladım.. çanta yok..

"çanta nerde amk?" dedim kendi kendime.. ardından çantanın arka bahçede kaldığı hatırladım. tekrar koştum tuvalete, ordaki pantolonu da alıp tırmandım cama, arka bahçeye atladım.. tam eğildim çantayı alıyodum ki arkamdan bir kedi "miiiieeeeeeevv" dedi..

"noluyo lan" dedim, döndüm arkamı, bir baktım bi kedi, kafası falan hep bok... ben yukarıda pencereden saldığımda alttan kedi geçiyomuş, kedinin üzerine boklamışım.. hayvan psikopat psikopat geliyo bana dogru, tabi benim de canım burnumda.. "git şurdan valla boklu boklu silkerim seni hayatının travmasını yaşarsın" dedim. laftan anlamadı, geldi saldırdı. çükümü, bacağım çizdi hep piç, tabi bişe yapamadım, sonra gitti.

neyse ben çantamdaki abidas aşortmanlarımı arka bahçede giyip pantolonu da elime alıp öne dolandım, pantolonu çöpe atıp tekrar evin kapısına gidip kapıyı çaldım.. annem açtı kapıyı, "oğlusu gelmiş" dedi, sonra farketti "aa senin pantolonun nerde, çantanda mı?" dedi. "okul çıkışı biraz top oynadık yırtıldı, ben de çöpe attım" dedim. "niye çöpe attın oğlusu? dikerdim ben onu" dedi.. ''attım işte yea, neyse ben bi duşa giriyim çok terledim" dedim.. hemen banyoya gittim. öğlen 1'den akşam 6'ya kadar yıkandım, utancımdan çıkamadım banyodan, annem de misafirlerle ilgilenmekten benimle uğraşamadı şükür.. herkes gidene kadar banyoda bekledim.. yıkanıp durdum.. sudan buruştum, küçüldüm, çektim amk, boyum 1,10'du 1,02'ye indi.