bugün

dancing in the moonlight

hayatımın en güzel günlerinden birinde tanışıp, en kötü günlerinden birinde vedalaştığım, allahın lutfudur. büyük şans eseri, küçük ihtimalli yüzdelerle denk gelmemiz de, gideceği gün denk gelemememiz de muhtemelen bu durumun bir sonucudur.
başlangıç ve bitişin iyi ve kötü olması, sırf O'nunla ilgili değil elbet. zaten bir insanın diğeri üzerinde bu denli etkili olduğunu düşünmesi hatanın en büyüğüdür.
ama kendi açımdan baktığımda, O'nu gördüğüm yer, ağaran tandaki kızıllık, neskafenin kokusu veya uludağsözlük'teki avatarı değil.
meğer o yemeğin ana malzemesi değil, güzel kokulu bir baharatıymış.
karnım yine doyuyor, günler de geçiyor; aynı olağan şekilde hem de. ama yemek yemenin eskisi kadar keyfi yok; üstelik her doyduğumda bir sonraki öğünü iple çekiyor olmama rağmen.