bugün

ilhan berk

logos isimli kitabına vurulduğum şairdir. O kitaptan bir de alıntı;

LOGOS, 17

1
Dilin, özellikle de şiir dilinin doğasında (coğrafyasında da diyebiliz) söz olmayan bir dil vardır.

Sartre, yüzlerin, ellerin dilini buna örnek olarak gösterir.

Gerçekten de yüzün, ellerin dili neredeyse anlatılamaz. Aşılamaya, duyurmaya yatkın bir dildir bu. Konuşmaz; söz varla yok arasıdır, en aza indirilmiştir.

Bu durumda özne kendisini boşlukta duyar, dalar; konuşmaz (anlam konuşmaya ilişkindir), düşte yürür gibi yürür, işlev dışıdır.

Dil, varlığı, 'Ben'i bozguna sokarak, hiçliğe (şiir hiçlikle, şiddetle, ölümle iç içe yaşar), derin hiçliğe gömülerek ordan kendine bakar. Ludwig Wittgenstein gibi söylersek 'bir şey söylemiyor, sessizliği yeğliyordur. Sessizliğin diline emrolunmuştur.

Şiir sözün bozguna uğratıldığı, dışlandığı bu kral yolunu arar.

2
Yazının hayatı dıştadır
Çölde

Uzaklığı imler.
Kendisiyle özdeşleşme peşinde de değildir.