bugün

sözlük yazarlarının kusurları

bir türlü yaptıklarımdan memnun olamıyorum. yani kendimi kendimle ilgili o kadar beklentiye sokmuşum ki ne yaparsam yapayım hep eksik kalıyor. sanki hep en iyisi olmak zorundaymışım gibi hissetmem, her şeyin en iyisi olsun diye beklemem. hadi bunlar bir yerde kusur diyelim daha kötüsü herhalde bunları isterken hiçbir şey yapmamak olsa gerek üstüne gün geçtikçe daha çok hiçbir şey yapmamaya başlamak. en basitinden imkansız dahi olsa ben bu işte bir kaç sene içinde şu seviyeye gelmeliyim dediğim bir iş var ancak o iş için gerekli olan en basit adımı dahi atmıyorum. e bu denli beklenti altında sadece hayal kurup, ayağımı uzatıp bekliyorum. sonuç mutsuz olmak oluyor, kimi zaman esen sebepsiz bir iç sıkıntısı vuku buluyor. daha hiçbir şeye sahip olamadan zengin sendromuna kurban gidiyorum. bir insan kendiyle ilgili neden bu kadar beklentiye girer ki. ya da ben neden şunu yapmalıyım der hiçbir şey yapmaz ki. sanırım sorun küçüklüğümde benden beklenenler. o beklentileri gerçekleştirmek için uğraşayım dedim yolun yarısında bıraktım bu kez onlar beklentilerinden vazgeçti, yani artık zorlayan bir iş isteyen, şunu yapabilirsin diyen kalmadı bu kez ben başladım. her şeyi boşlamamın sebebi onlarda hala kendimden bir şeyler beklememin sebebi ne? ya da neden mutsuz olacağımı bile bile sonuna şunu yapayım, bunu yapayım, bunu yaparım ben dememin sebebi. sanırım kibirime yenik düşüyorum. ancak kibirli olmamın sebebi de arkadaş çevrem sanırım. çalışmadan az da olsa bir şeyler başarıyorum algım sonrası sarf ettikleri sözler. kendimle ilgili ne sıkıntım varsa hep birilerinden kaynaklı. hatta en büyük kusurum belki kibirli olmak ona sebepte birileri. gerçi o kadar gözümü döndürdü ki artık buna sebep olarak bile başkalarını suçlamam yoksa bana yakışmaz kibir diyerek onu iyice katlamak. sonuç olarak kusurum komple kendim herhalde, bir halt becermediğim halde bir halt becermişim gibi kendimi bir şey sanmam.