bugün

cengiz baktemur

Cengiz Baktemur! tanıyor musunuz?

Hakim soruyor:

- Ne diye öldürdün, niçin öldürdün?
- Arkadaşlarımı vurmuşlardı Sıra bendeydi. Ben vurmasam günün birinde onlar beni vuracaktı, sizleri vuracaktı, Türk milletini bedbaht kılacaktılar..

Karar: Samimi itiraflarından ötürü idam.
_________________

Boynuna ipi geçirmeden hemen önce;

-Ey benim şerefli bayrağım... Ben seni dalgalandırmak için çok mücadele ettim ama seni dalgalandırmaya gücüm yetmedi...

Dedikten sonra öpüp başına koydu.
_________________

Sonra daha önceden hazırlanmış olan idam yaftası boynuna asıldı. Başında yünden örülmüş bir başlık (külah) vardı. idam yaftasını asarken bunu başından almak istediklerinde,

-Onu başımdan almayın. Onu cezaevindeki ülküdaşlarım benim için ördüler...dedi.

infaz komuta heyetinde gene bir homurdanma oldu ama sonunda külahın başında kalmasına izin verildi.

Cengiz, tabureye çıkarken cellat da mecburen yanında belirdi. Yukarıdan sarkan kemendi telaş içinde Cengiz’in boynuna geçirip aceleyle tabureye bir tekme atarak kaçtı. Karanlığın koyultusunda saklanmak ister gibiydi.

Anlaşılmaz bir hırıltı kapladı ortalığı... Karanlığa benek benek düşen lambaların fersiz ışığında çırpınan, debelenen beyazlıktan başka her şey sanki taş kesilmişti. Ne kadar geçti bilinmez, Cengiz hala can çekişiyordu. içlerinden biri, içinde biriken nefesiyle avazının çıktığı kadar bağırdı:

-Böyle bir işkence olamaz ... Tutun lan, kaldırın..!

Aynı duyguları paylaşan iki asker zembereğinden boşanmış bir yay gibi atılarak Cengiz’i ayaklarından tutup havaya kaldırdılar.

Az sonra bir köşeye sinmiş olan cellat bulunup geri getirildi ve bu defa ipi Cengiz’in boynuna tam geçirmesi söylendi.

Ve... cellat, tekrar tabureye tekme attı...

Cengiz, yağlı urganın ucunda hafif hafif sallanırken güneş ışıkları da ufuğu aydınlatmaya başlamıştı.

Ruhun şad, mekanın uçmağ olsun yiğit Baktemur!