bugün

sömürmeye doyamamış emperyalist ülkeler

(bkz: Yahudilik, kapitalizm ve emperyalizm hakkındaki düşünceler) ve son

Son zamanlarda Türkiye’de her taşın altında bir yahudi parmağı, siyonist oyunu görmek gibi yaygın bir paranoya oluştu. Şu Sabetaycılık safsatası…Eğer gerçekten samimi iseniz, bu tür paranoyaları bir yana bırakın, gelin kapitalizmi, emperyalizmi, burjuva düzenini, yeniden kampradorlaşmayı, neden özelleştirdiklerini, vb. tartışalım. Asıl tartışılması gerekeni tartışma basiretini ortaya koyalım… israil bir bölge devleti değildir. Siyonist rejim emperyalizmin, sömürgeciliğin ABD’nin, Avrupa’nın, velhasıl Batı egemenliğinin ve kıyıcılığının bizim çoğrafyamıza taşmış bir versiyonu, bir uzantısıdır… Yani bir doku uyuşmazlığı var. Bu bir gerçektir. Fakat, genel yaklaşım siyonist rejimle emperyalizm arasında bağ kurmaktan özenle kaçınıyor. Sanki siyonist rejimin arkasında birtek emperyalist ülkelerdeki siyonist lobiler varmış gibi bir izlenim yaratılıyor. Bu tür bir yaklaşım da, asıl tartışılması gerekeni gözden uzaklaştırıyor. Öyleyse, söylenmesi gerekeni söyleyelim: israil Ortadoğudaki emperyalizmdir ve emperyalizmin bekçiliğini yapsın diye yaşatılmaktadır. Elbette bu israil halkının tarihsel haklarını inkâr değildir. Tüm halklar gibi israil halkının da kendi kaderini tayın etme hakkı vardır ama siyonizmden, emperyalizmden arınarak…Bir bölge devleti olduğunu kanıtlayarak… Siyonist rejim kollektif emperyalızmin global çıkarlarına hizmet ettiği için destekleniyor. Kollektif emperyalizmin çıkarlarına zarar verdiği, yada artık işe yaramadığı anda gözden çıkarılır ve tüm destekler de kesilir. Siyonist rejim neden ve nasıl kuruldu, hangi misyonun taşıyıcısıdır soruları atlanarak yapılan tahliller beyhudedir. Unutmamak gerekir ki, insanlığın başına bela olan sorunların kaynağında dinler değil, kapitalist-emperyalist hesaplar ve çıkarlar bulunuyor. Çatışan ne dinler ne de medeniyetlerdir, çatışan çıkarlardır…Zaten dinler de diğerleri gibi birer ideolojidir. işlevleri, kimin elinde, neyin hizmetinde olduğuna bağlı olarak değişmektedir…

Aylık dergi, 14. sayı, Kasım 2005

bilinmeyen kelimeler:

(bkz: sabetaycılık):

1600 lü yıllarda sabetay sevi adı verilen bir zaat kendini mehdi ilan eder ve bir sürü yandaş bulur,daha sonra yahudi cemiyetinin ileri gelenleri bunu padişaha şikayet ederler ve bu kişi ben gönülden müslümanım der,o zamandan beri bunlar dönek adıyla anılırlar.

http://www.nedir.net/sabetaycilik.html