şimşeğin çakmasıyla birlikte elektriğin kesilmesi

bazı anlarda sizi zor durumlarda bırakacak talihsizlik.

dün bardaktan boşalırsacasına yağmur yağıyor. çakan şimşeklerde cabası. annem de elhamlı biridir, evde ne kadar elektrikle çalışan alet varsa fişini çeker. buzdolabının prizine boyu yetişmediği için perde taktırmada kendisinin ve ailesinin tek temsilcisi olan bana söyledi.* bende gittim mutfağa tam fişi prizden çekecekken, tam o anda elektrikler kesildi. lan nasıl korktum ama üç buçuk atıyorum derken o korkuyla birlikte tam anneme seslenecektim. annem kirisik kirisik diye diye mutfağa geliyormuş, ama ben hiç bir şey duymuyorum yağan yağmurdan. yağmurun ve şimşekleri siz düşünün artık evde birbirimizi duyamıyoruz. o sırada kolumu bir el kavrayıverdiğiyle bağırmışım birden. ortalıkta karanlık malum elektrikler yok. az önceki üç buçuk atan kıçım beş buçuk altı buçuğu bulmuştur inanın. derken ;

- oğlum niye ses vermiyorsun iki saattir bağırıyorum? birde eşşek kadar adam oldun hala anneyi korkutmaya çalışıyorsun.
+ ne biliyim anne duymadım ben sesini.

dedim içeri geçtim.

neyse ki o bağırmamı annem, kendisini korkutmak için pusuya yattığımı sanmış. küçükken az korkutmamıştım annemi ordan yırttık, yani üç buçuk atan kıçım arada kaynamış oldu.

bu aradada çakmasıyla birlikte benim fişi prizden çekmemi bekleyen şimşeğede selam olsun. uzun zamandır bu kadar korkmamıştım.