bugün

toprağın çocukları

17 Nisandı. Köy Enstitülerinin kuruluş bayramıydı. esaretten, yokluktan, tembellikten, bir çok şeylerden, bir çok şeylerden kurtuluş bayramıydı.Bozkır bozkır oldu olalı sevincin,bayramın böylesini görmemişti.Koca bozkır neredeyse sevincinden çat deyip çatlayacaktı.Bu sevincin en güzeli, en yenisi, en tazesiydi. Hiç bir sevince benzemiyordu.

Çocukları taşıyla toprağıyla tüm Hasanoğlan bir sevinç kasırgasında dönüp dururken orta yerde bir adam vardı.Bir kocaman adam.Gözleri ışıltı içinde, bahtiyar adamların en güzel bahtiyarlığıyla gülümseyip duruyordu. Bu büyük sevince o kaynaklık etmişti. Önayak olmuştu. Başında kasketi vardı. Bu sonuca varmak için çok çırpınmış, çok çekmişti. işte gerekeni elde etmişti. ve yurdun en güzel şafağındaydı.Başarısının ucundaydı ama, başarısının durmayacağına inanıyordu. Yüzü inanmış adamların sağlığındaydı.Sevilmenin sarhoşluğundaydı. Belli etmiyordu. O kocaman adama şöyle bakarsan, hiç bir şey yapmamış adamın alçakgönüllülüğündeydi. Bu, babaların en güzeli, en yiğidi BABA TONGUǒtu.

(bkz: ismail Hakkı Tonguç)