bugün

never let me go

aslında filmi the island filminin duygusal ve en sade hali diyebiliriz. izleyenler anlayacaktır.. aslında çok daha güzel olabilirdi film, eksik birşey var ve biraz ağır işliyor. ama oyunculukları gerçekten çok beğendim diyebilirim. senaryosu da güzeldi.

dostluk, aşk, çocukluk, kıskançlık, bunlarla ilintili içimize attığımız ve bir daha dışarı çıkartamadığımız duygular üzerine olağandışı bir hikaye-film. kalp nasıl ağırlaşır ve kırılgan diye düşündüğümüz ruhumuz bunca ağırlığı nasıl taşırın hikayesi.. renkleri, mekanları, oyuncuları, her karesi çok özel, boğazınızda düğümlenen anların çokluğuyla, perdeye kilitlendiğiniz bir zaman dilimi. ama hepsinin üzerinde ve belki de film bittikten sonra da uzun süre içinizde kalan, kafanızda evirip çevirip nereye koyacağınızı bilemediğiniz, acımasızlık, hayat çok acımasız.

ansızın birileri gelip karaciğerinizi, böbreğinizi ve en son kalbinizi yerinden söküp almayacaktır, ama film "hayat acımaz"ın sizdeki yansımasını, yani aslında çok iyi bildiğiniz bir insanlık durumunu kulağınıza tekrar fısıldayacak. duymazdan geldiğiniz bu ses, kimbilir, bu sefer daha anlamlı gelecek