bugün

dream theater

17 şubat 2012 budapeştede konserlerini yakaladığım, uçarak gittiğim ve bana hayatım boyunca unutamayacağım geceyi yaşatan müthiş grup. budapeştede çalmayı özellikle çok sevdiklerini söylediler ve bunu da repertuara birçok ekstra parçayı ekleyerek nerdeyse 3 saat çalarak gösterdiler. bunda tüm spor salonunun nerdeyse şarkıların tamamını ezbere söylerek grubu coşturmalarının da etkisi vardı. birçok eski yeni parçayı çılgn bir uyum ve enerji içinde yeni davulcularıyla çaldılar, bazen de piyano-gitarla romantik balladlar söyleyerek her duyguya hitap ettiler. çok güzeldi. o uzun partisyonlar, aksaklar, sahne paylaşımları ve sahne arkasının inanılmaz profesyonelliği. hiçbir aksaklık olmadan şarkı geçişleri, sahne düzeni değişiklikleri. sadece bunları bile seyretmek insanı mest ediyor. petrucci body buildinge sarmış bayağı bir irileşmişti.yeni davulcuları yeni yine mike , mike portnoy'a saygı olarak ve de parçaları ilk hallerindeki davullarla sevmiş, benimsemiş dinleyiciyi üzmemek için tamamen Portnoy karakterinde ve ezberlemiş olarak çaldı ve gruba ısındığını gösterdi,seyirci de çok kere yaşanan "birinin yerine gruba girmiş müzisyen" dışlayıcılığını göstermeyip benimsediğini hissettirdi. grup bir basket takımı gibi birbirine sarılarak selamladı delirmiş seyirciyi. çok büyük müzisyenler çok. ne zaman hatırlasam hala ürperiyorum.