bugün

her türk erkeğinin içinde gizli bir gay vardır

selam.

Kaybetmeye gebe kalan en köhne yokluğumsun,
inanılmış martavallarımın tutkusunda sonsuzluk,
ve elleri öfkeye bulanmış aziz gecenin nezdinde;
yalnızca mukadderatı ruhuna satılmış sessizliğimde,
mutlu bir kadavrasısın sadece

bu tespitimi sizlere bu liriklerimle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga

efendim öncelikle pek değerli gaydaşlarımı tenzih ederek, samimiyetle aflarına sığınabilmeyi diliyorum. ve akabinde de birtakım dişisel kadınların da kaçınılmaz bu tespitimi okuyacağını düşündüğümden dolayı da; derhal başlığımı kapatmalarını, aksi taktirde her satırı kendilerine haram edip, kötü temennilerimi evrene salmak suretiyle negatif ilişkiler yaşayacağımız haberini de vesileyle kamuoyuna duyurmak istiyorum. bu hoş ve bir o kadar da muhteris tehditlerime kulak veren kadınsal canlıların başlıktan derhal çıkıp gittiğini umarak, gaydaşlarımı ve gizli gaydaşlarımı yeniden selamlıyor ve sanal pandikler yolluyorum.

hüzünlü moderatörlerimize münhasır kutsal formatımızı da rencide etmeden derhal tanımımızı yapalım:
her türk erkeğinin ruhuna mütenasip gizlediği, veyahut şahsına ait sadakatına biat etmesine izin vermediği, her ne kadar gizlese de; içten içe gay pornolarına göz kırpmaktan kaçınmadığı, her ne kadar toplum önünde eşcinsel olguları eleştirirken, münferit fikirleriyle yarım kahkahalar atmaktan kaçamadığı gerçeğini es geçtiği, "hayatım boyunca hiçbir zaman kadınlardan tiskinmedim" diyerek son derece günahkar gafletlere eriştiğinin farkına varsa da; bunu gizlemekten gurur duyan, henüz yaşının kemale ermediği dönemler aynanın karşısında kendi çift loblu poposunu incelediğinin hatırlatılması üzerine utancından pembeleşerek kaçıp giden türk erkeğinin itiraf edilemez, ama bir o kadar da mucizevi tutarsızlığını gözler önüne seren pembe bir tespittir.

şimdi bu birtakım gizli türk gaydaşlarım inkar edecek, "olur mu öyle şey sen ne bilirsin pembe!" diyecekler.
bu arkadaşları peşinen kınıyor, ve teessüflerimi üzülerek de olsa sunuyorum.
yeniden istirham ediyorum; lütfen sakince oku ve gün yüzüne çıkarmaktan utandığın gizli gerçeğinle yüzleş hormonlarına kurban olduğum biyolojik dostum.

soruyorum:
küçükken sen değil misin "yakalamaç" oynarken arkadaşını poposundan yakalayan? sen değil misin "apış arası" diye nitelendirdiğin golü diğer gollerden daha kutsal tutan? soruyorum, sen değil misin "büyük aşklar kavgayla başlar" manifestosunu benimseyerek kavgadan önce arkadaşının poposuna ayaküstü tekme atan? sen değil misin izlediğin filmde duş alan adamın poposu görününce kıkırdayan? yeşilçam filmlerinde loblarından kurşun yiyen adama kahkahalar atan sen değil misin ey renksiz adam? soruyorum, hiç mi bir arkadaşının poposuna şaplak atıp kaçmadın? halısaha maçlarında kaleciyi çalımlayıp hiç mi poponla topu ağlara bırakmadın? gay pornolarını "merak" adı altına incelerken hiç mi bir hoş olmadın? soruyorum ey yalancı ve korkudan kimliği sapmış yurdum adamı; sen değil miydin her beğendiğin espri sonrası arkadaşına "ibne ya" diyerek onu yücelten? sen değil miydin yakışıklı bulduğun her erkeğe "ibne" yaftasını yerleştirerek aslında onu beğendiğini ve kıskandığını ima eden?..

sendin ya, tabii ki sendin...
aynanın karşına geç ve göz bebeklerinin içinde ağlayan o pembe çocukla yüzleş. artık hesap verme vakti.
gaddar benliğini nihayet loblarınla veya hayalarınla imha etme şansı...

önce kendini, sonra tüm erkekleri sevdiğini kabul et.
içinde büyüttüğün gay çocuğa üvey baba olmaktan vazgeç. tut onun ellerinden, çık sokağa.
sev onu...

bırak bastırılmış göz yaşlarını,
aksın gitsin bir hiç uğruna heba olan yıllara.
bırak...

Kaybetmeye gebe kalan en köhne yokluğumsun,
inanılmış martavallarımın tutkusunda sonsuzluk,
ve elleri öfkeye bulanmış aziz gecenin nezdinde;
yalnızca mukadderatı ruhuna satılmış sessizliğimde,
mutlu bir kadavrasısın sadece...