bugün

cemalnur sargut

youtube üzerinden üç tane videosunu seyrettim. televizyon programlarına konuk olmuş, konuşuyordu. bu takribi on beş dakikalık üç vidyo boyunca kendi söyledikleri ile birkaç defa çelişti. bir tane affedilmez samimiyetsizlik yaptı. sorsan aşık, sorsan aydın, sorsan farkında. kelimenin tam da argo manasıyla; insan-ı kamil olma heyecanıyla sadece "kamil" olabilmiş biri. yine izlediğim vidyolardaki argüman seçimi ve sunuşunu göz önüne alırsak, ya muhatap seçtiği kitleyi geri zekalı kabul ediyor ya da kendi zihni bu kadar argüman üretebiliyor. tasavvuf diyip başka bir şey demeyenlerin o sıradan ve bilindik "hayatın tek doğrusu var, o da benim bildiğim" bayrağını aynı iticilikte ve cahillikte sallayıp duruyor. e madem o ışık yüzyıllardır anadolu coğrafyasında yanıyor, bir siz mi biliyorsunuz? bir sizin mi kafanız alıyor? neden milyarlarca insan söylediklerinizin tek kelimesini kale dahi almıyor? bu sorulara da geçiştirici, savuşturucu klişe yanıtları var. bunların ardılları da yüzyıllar sonra aynı cevapları verecekler, tıpkı öncüllerinin verdikleri gibi. it üreyecek, kervan yürüyecek, hayat devam edecek. yine bir kısım çaresizliğini divaneliği ile örtme sevdalısı zavallı ademoğlu çelişki dolu, içinde su olmayan havuzlarda aradıkları serinliği bulduklarını iddia edecek. bu kadar.
güncel Önemli Başlıklar