bugün

dersim

bulunduğum kısa süre içerisinde, gerçekten bende iz bırakmış güzel şehirdir. güzel anılar bırakmıştır. üniversite öğrencisi olduğumuzu anlayan o ninenin kalacak yeriniz yoksa bizde kalın demesini mesela hatırlarım hala. tam da halka karşı nefret duymaya başlamışken, o nine çok şey öğretti bana. munzurda, o buz gibi suda, kahvaltı edişimizi de unutamam, ayaklarım karıncalanmaya başlamıştı soğuktan. ben polislere, askerlere yiyecek satmam diyen pastane sahibini de gördüm, bunu bir polise söylüyordu. sandığım gibi kemalist falan da değilmiş halkı, bütün dükkanlarda seyit rıza'nın fotoğraflarını gördüm. zaten şehrin ortasına da dikmişler heykelini dersimli yiğitin. solun gerçekten güçlü olduğunu gördüm, bütün fraksiyonlar üniversitede açmışlardı standlarını. bir de cemaat okulu açılmış, görünce üzüldüm. kadınları da gerçekten özgürdü bu şehrin, hayatımda ilk kadın ayakkabı boyacısını da burda gördüm. diyarbakır'da yıllarca yaşamış biri olarak halkı zazaca konuşan bir yerde olmak da ayrıca mutluluk verdi şu nacizane zazaya, ama farklılıklar da varmış diyarbakır'daki ile dersim'deki zazaca arasında. telaffuzlar biraz farklı sanırsam. velhasıl, küçük ve çok güzel bir şehirdir dersim. munzur festivaline denk getirerek bir gün gitmenizi öneririm bu güzel memlekete.