bugün

istersen başkasıyla sevişebilirsin diyen sevgili

erkek de olsa, kadın da olsa aklından şüphe edeceğim sevgili. en azından ülkemizde sevgilisine böyle bir şey söyleyecek erkeğe rastlamak zaten imkansıza yakın da (burada en azından birazcık daha normal insanlardan bahsediyorum) okuduğum bazı entrylerden anladığım kadarıyla böyle diyen kadın sevgili varmış. ben onun ta suratına tüküreyim, beynine attırayım. ayrıca böyle bir şey söyleyen kadınla ilişkisini sürdüren erkeğin de gri beyin hücrelerinden bilmukabele şüphelenirim. şöyle düşünün: bunu sevgilisine söyleyebilen birisi tam sahibiyet duygusuna sahip değil demek ki yani ne kendisini sevgilisine tam ait hissediyor, ne de sevgilisine kendisine tam ait. bu kadın, bekaretini bir defa kaybettikten sonra, sahibiyet duygusu eksikliğiyle, sana ilk kızdığı anda gider başkasıyla çiftleşir.

neyse çok uzattım. burada aslında üzerinde düşünmememiz gereken şey, neden bu tür ve buna benzer milyon tane saçmalıkla kaşı karşıya kalıyoruz? çünkü dünyanın en lanet olası olgularından biri olan arada kalmışlık yüzünden. lanet olası coğrafyamız yüzünden. bir yandan geleneksel olarak doğu kültürü unsurlarının etkisi, öbür yandan gözümüze mükemmel, toz-pembe gözüken batı kültürünün unsurları arasında kalmışlık. efendim yüzyıllardır, batıda ilerici, medeni ve de çağdaş adetler, ananeler var. adamlar, flört ediyorlar. bir batılı neden flört eder? flört etmesinin amacı herhalde sevgilisiyle sırf mesajlaşmak, telefonda konuşmak, mektuplaşmak, sinemaya-tiyatroya gitmek, park ya da kafe köşelerinde iki french kiss yapıp evlere dağılmak değil. tüm bu şeyler tuz ve baharat. asıl yemek sevişme, daha da önemlisi cinsel beraberlik. mamafih, doğu kültürü ise, daha doğrusu, daha spesifik olmak gerekirse islam kültürünün kendisi, ya da islam bulan(ş)mış kültür ekseriyeti gerici, ilkel, kısıtlayıcı, kadın-erkek eşitsizliğini ön plana çıkaran, barzo, böylem puşt gibim, ibne gibim unsurlardan oluşan bir kültürdür. sadece cinsel birlikteliğin kendisi değil, cinsele dair her türlü şeyin bile tabu olduğu elementlerdir bunlar. hal böyle iken, bizim mahzun insanımızın mühim bir çoğunluğu bu ikisi arasında kalmıştır. büyüleyici batının adetleri vs allah adında bir tanrıyla, cezayla, ateşle, kazıkla korkutulan barzo doğu adetleri, ve bunların tabulaşması.yine bu insanların mühim bir çoğunluğu, işbu sebepten gerek kadın olsun gerek erkek olsun, kadının evlenmeden bekaretini kaybetmesi tabusuna sahiptir. işte bu arada kalmışlık yüzünden hadi hem batılılılar gibi flörtleşelim, hem de baro doğulular(müslümanlar) gibi evlenmeden s.kişmeyelim gibi bir düşünce oluyor. yani ellerine alıyolar tencereyi tavayı, içine sadece tuzunu baharatını ekiyorlar, yemek yapmadan evlere dağılıyorlar.