bugün

asker uğurlaması rezilliği

uğurlamada hüzün vardır,
ayrılık vardır.
yine de severim uğurlamayı.
kavuşmanın yeniden muştusudur uğurlamak.
su dökerim ardından, gidenin.
su önemlidir. su gibi git, su gibi gel.
özlem dolar daha el sallamadan.
otobüsün, trenin sesi duyulmadan.
otomobil aynı hissi yaratmıyor nedense. belki uçak da.
ama otobüs, hele tren tam mizansen ayrılık, uğurlama üzerine.
çok ayrıldım, çok el salladım.
sanılır ki, uğurlayan el sallar.
belki,
ama ben hep gizliden el sallamıştım geride bıraktıklarıma.
vuslat kolları açar.
kucaklar özleneni.
sarılırsın, sanki susamış.
eskiden de davullar çalardı,
gümbür uğurlamalar.
anneler mendil ucu,
gizlenmiş göz yaşı.
baba hep çekiniktir,
içi ağlar belki, ama dik bakar.
evlat baba ocağından asker ocağına.
aklına gelir sıkıntılar, yabancılıklar.
hissettirmez, dik.
ritüel gizlidir.
bazı kına yakar oğlunun saçlarına,
ana kuzusudur o daha.
kuzucuk mahzunlaşır kınalı.
şimdi her şey çıplak.
havaya atıp tutmalar.
en büyük çığlıkları.
ayrılık ayrılıktan kopar yabancılaşır.
kornalar, sağır kulaklar.
sanki gidene değil başka hedeflerde bağırışlar.
çocuk artık ne kuzu ne anasının oğlu.
şaşkın ama.
gürültüyü ardında bıraktığında
ağlar mutlaka.
eski ayrılık başlamıştır yalnızlıkta.
eskiden yavukluya eli çenede, ille de saat görülecek resimler yollanırdı.
şimdi boynunda fişeklik, gözleri kısık.
ne haller yarattık.
düşündükçe ürperiyor içim,
üşüyorum korkularda gidenler oğlum olmasa da.
ne diyeyim, allah nazardan saklasın.
başka?
(iki oğlumu da aynı korkularla uğurlamıştım askere, meçhul yalnızlığa, şimdi sağ. her hakka yürüyene rahmet, yakınlarına sabır)