bugün

algı kapıları

hepimiz potansiyel olarak mümkün olan büyük bilince sahibiz, ancak biyolojik üreyişin selameti için büyük bilinç, beyin ve sinir sisteminin filitrelemesiyle indirgenmiş bilince dönüştürülmektedir. bu indirgenmiş bilincin içeriğini kavramak için insanoğlu dil gibi sembol sistemleri ve dolaylı felsefeler yaratarak geliştirmiştir. her birey içine doğduğu dil geleneğiyle; diğer insan deneyimlerinin biriktirilmiş kayıtlarına girebilmesini sağladığı ölçüde yararlanıcı; dil onu indirgenmiş bilincin mümkün olan tek bilinç olduğuna ikna ettiği ve onun gerçeklik duygusunu bozduğu ölçüde kurbandır.

meskalin beyne giden glikoz miktarını azalttığında, yetersiz beslenen ego zayıflar. yapılması gereken gündelik işler, hırslar önemini yitirir. filitrenemeyen büyük bilinç farklı bir gerçekliğe yol açar. duyuüstü algılamalar olabilir, kimileri bir görsel güzellik dünyası keşfeder. kimilerine ise kavrama dökülmeyen olguların ve çıplak varoluşun sonsuz anlam zenginliği ve değeri muhteşem bir biçimde kendini açar. egosuzluğun son aşamasında, her şeyin her şeyde olduğu, her şeyin aslında her bir şey olduğu yönünde bir 'karanlık bilgi' söz konusudur. meskalin kullanıcıları gibi bir çok mistik ve psişik de doğaüstü parlak renkler algılar hem iç gözleriyle gördükleri dünyada hem de çevrelerindeki nesnel dünyada. meskalin kullananların kısa süreli yaşadıkları vahiy, bazı medyumlar ve hassas insanlar için günlük ve saatlik yaşanan uzun deneyimlerdir.

çoğumuzun sadece meskalin etkisi altında gördüğünü her zaman görme yetisi sanatçıya doğuştan verilmiştir. onun algısı biyolojik ve sosyolojik olarak yararlı olanla sınırlı değildir. büyük bilince ait bilginin birazı beyin ve egonun indirgeme filitresinden sızar ve sanatçının bilincine akar. bunu aktardığı eserleriyle dikkatimizi saf var oluşun mucizevi içeriğine yönlendirmeye çalışır. her şeylik ve sonsuzluk 'u ifade etmeye çabalarlar. ama saf varoluşun harikalığı ve mucizesi bir başka düzene aittir ve en üstün sanatın bile ifade gücünün ötesindedir.