bugün

garipçe köyü

hakkında gezi sitelerinden "yer yüzü cenneti, karadeniz kıyısında saklı bir cennet, off çok şuku bi cennet, olmaz böyle bir cennet" gibi bir çok yorum okuduktan sonra, arkadaşlarla "laa bunca günahla bizim ahirette cennete alınmamız uzun iş, bakın sarıyer' de böyle böyle bir yer varmış kalkın gidelim en azından görmedik demeyiz" diye düşünerekten yola koyulduğumuz gayet manzaralı bir yol üzerinden kolayca vardığımız mekan.

--şimdi izlenimler--
evvela, o gezi sitelerine yorum yazan tosbalar! hepiniz iblissiniz! bir daha yazdıklarınıza itibar edip hiç bir yere gitmem, kıçımı şurdan şuraya oynatmam. o nasıl cennet anlayışı lann! sahiline, kıyısına iki dalga vuran her yeri cennet yapıyosunuz... şimdi siktirin gözümün önünden.

bu köyle alakalı (köy demeye 40 şahit ister) söylenecek ilk şey çok iyi bir pazarlama yapılmış olduğudur. böylesine pespaye, kırık - dökük bir yerin ancak bu kadar iyi reklamı yapılabilirdi. alabildiğine çarpık betondan yapıları, üç nefeste tüm üst solunum yollarını açan kanalizasyon kokusu, yol ortalarında aniden karşınıza çıkan ve arabayla slalom yapmak zorunda kalınan elektrik direkleri ile garipçe köyü tam bir hayal kırıklığıdır. görmek isteyenler büyük beklentilerle gitmemeliler. dişe dokunur tek noktası denizi güzel bir açıdan seyretme olanağı sağlayan tepesi olup, bir sonraki durak olan rumeli feneri' ne gitmeden önce 15 dakikalık bir mola yerinden öteye geçemeyecek sıradan bir mekandır.
güncel Önemli Başlıklar