bugün
- metin arolat21
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri10
- narin güran17
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın12
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı70
- bel çevreniz kaç cm12
- bimde çalışanda akıl var mı13
- anın görüntüsü22
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- neden sürekli kabız oluyorum11
- sudekiray12
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi13
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
- cennetteki köşklerin 70000 odası olması11
- clara heidi'nin halası mı teyzesi miydi9
- ilk buluşmada erkekten istenecek belgeler9
- sözlük erkeklerinin mesleği ve maaşı23
- evlenmelik sözlük erkekleri18
- çok güzel ama aptal hatun25
- hiç fuhuş yaptınız mı15
- idrarda sürekli köpüklere rastlamak14
22 nisan 1724'te Doğu Prusya'nın Königsberg (Kaliningrad) kentinde dünyaya gelen Alman feylesof Immanuel Kant, 12 şubat 1804'te yine aynı kentte hayatını kaybetti.
Üniversite eğitimi sırasında özel dersler verdi. Leibniz ve Woolf'dan etkilendi. 1755'te doçentlik aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye başladı.
Başlangıçta fizik ve astronomi alanında yazdı. 1755'te 'Evrensel Doğal Tarih ve Cennetlerin Teorisi'ni kaleme aldı. 1770'de Königsberg'de mantık ve metafizik kürsüsüne atandıktan sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.
Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak epistemolojiyi ön plana çıkaran Kant, öncelikle Hume'dan etkilendi. Kendi deyişiyle Hume onu dogmatik uykusundan uyandıran, spekülatif felsefe alanındaki araştırmalarına yeni bir yön veren filozof oldu.
Descartes'ın akılcılığının da olumlu yönler içerdiğini saptadı ve zihnin, matematikle uğraştığında işleyiş tarzı karşısında büyülendi. Bundan başka asıl, 17 ve 18'inci yüzyıllarda göz kamaştırıcı gelişmeler kaydeden bilimden, özellikle de fizikten etkilendi.
Ona göre bilim, öncülleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman, sorgulanabilen evrensel bir disiplindir.
Kant'a göre, bir bilim adamı bir yandan kendiden önceki bilim adamlarının ulaştığı sonuçları kabul eder; yine bir bilim adamı kabul ettiği bu sonuçlara ek olarak yeni araştırmalara giriştiği zaman, deneysel yöntemler kullanır. Bilim yansız ve nesneldir.
Öte yandan bilimin, özellikle de Newton'ın geliştirdiği modern fiziğin başarılı yöntemi, Kant'a göre, rasyonalizmi de empirizmi de aşarak gelişmiştir. Başka bir deyişle fizik, rasyonalizmin ve empirizmin ulaştığı sonuçları yanlışlayarak gelişir.
Buna göre, en sağlam bilgi modeli olarak düşünülen matematiği örnek alan rasyonalizm, şeylerin kendilerine yönelmeden, kendileriyle temas kurmadan, yalnızca düşünceleri birbirlerine bağlamakla yetinip, şeylerin kendileriyle ilgili olarak deney öncesi sonuçlara ulaşır.
Oysa fizik, matematiği de kullanarak şeylerin bizzat kendilerine yönelmekte, şeylerin kendileriyle, rasyonalizm tarafından kurulamayan teması başarılı bir biçimde kurmaktadır.
Kant'a göre, Hume'un empirizmi, belirli bir nedenden daima aynı sonucun çıkacağını hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğimizi savunmak suretiyle, nedensellikle ilgili olarak kuşkucu bir tavrı benimsemiştir.
Oysa, çok başarılı sonuçlar elde etmiş olan fizik, neredeyse tümüyle nedensellik ilkesine dayanmaktadır.
Kant bu bağlamda, kendine düşen işin, rasyonalizm ve empirizm tarafından açıklanıp temellendirilemeyen bilimi, özellikle de fiziği temellendirmek, bilimsel bir biçimde düşündüğü zaman insan zihninin nasıl işlediğini bulmak olduğunu düşünmüştür.
Başka bir deyişle, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır.
Bununla birlikte, bu hiç de kolay bir iş değildir. Çünkü bilim ve din yüzyıllardır amansız bir mücadele içinde olmuşlar ve bilim, dinin otoritesi karşısında mutlak bir zafer kazanma yoluna girmiştir.
Bu zafer, Kant'a göre, bilimin bakış açısından iyi ve olumlu olmakla birlikte, ahlak ve dinin bakış açısından tam bir felakettir.
Bilimin, dinin müdahaleleri karşısında özerkliğini kazanması hiç kuşku yokki iyi bir şeydir. Fakat bu, bilimsel olmayan tüm inançların, din ve ahlakın temelsizleşmesi ve anlamsızlaşması anlamına geliyorsa, bilimin zaferi, insanlık açısından gerçek bir felakettir.
Kant, öyleyse, yalnızca din, bilim ve ahlakı temellendirmek durumunda kalmamış, fakat rasyonel bir varlık olmanın ne anlama geldiğini gösterme durumunda kalmıştır.
Bu amacı gerçekleştirebilmek için, hem Descartes'ın rasyonalizminden ve hem de Hume'un empirizminden önemli gördüğü ögeleri alarak, transandantal epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiş, yükselen bilimin felsefi temellerini gösterdikten sonra, özgürlük ve ödev düşüncesine dayanarak Hıristiyan ahlakını savunma çabası vermiştir.
Başlıca Eserleri
Kritik der reinen Vernunft (Saf Aklın Eleştirisi), 1781
Prolegomena zu einer jeden künftigen Metaphysik (Prolegomena: Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe), 1783
Grundlegung zur Metaphysik der Sitten (Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi), 1785
Kritik der praktischen Vernunft (Pratik Aklın Eleştirisi), 1788
Kritik der Urteilkraft (Yargı Gücünün Eleştirisi), 1790
Religion innerhalb der Grenzen der bloßen Vernunft (Salt Aklın Sınırları içinde Din), 1793
Metaphysik der Sitten (Ahlak Metafiziği), 1797
http://www.cnnturk.com/YA...;HID=1&haberID=156661
Üniversite eğitimi sırasında özel dersler verdi. Leibniz ve Woolf'dan etkilendi. 1755'te doçentlik aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye başladı.
Başlangıçta fizik ve astronomi alanında yazdı. 1755'te 'Evrensel Doğal Tarih ve Cennetlerin Teorisi'ni kaleme aldı. 1770'de Königsberg'de mantık ve metafizik kürsüsüne atandıktan sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.
Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak epistemolojiyi ön plana çıkaran Kant, öncelikle Hume'dan etkilendi. Kendi deyişiyle Hume onu dogmatik uykusundan uyandıran, spekülatif felsefe alanındaki araştırmalarına yeni bir yön veren filozof oldu.
Descartes'ın akılcılığının da olumlu yönler içerdiğini saptadı ve zihnin, matematikle uğraştığında işleyiş tarzı karşısında büyülendi. Bundan başka asıl, 17 ve 18'inci yüzyıllarda göz kamaştırıcı gelişmeler kaydeden bilimden, özellikle de fizikten etkilendi.
Ona göre bilim, öncülleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman, sorgulanabilen evrensel bir disiplindir.
Kant'a göre, bir bilim adamı bir yandan kendiden önceki bilim adamlarının ulaştığı sonuçları kabul eder; yine bir bilim adamı kabul ettiği bu sonuçlara ek olarak yeni araştırmalara giriştiği zaman, deneysel yöntemler kullanır. Bilim yansız ve nesneldir.
Öte yandan bilimin, özellikle de Newton'ın geliştirdiği modern fiziğin başarılı yöntemi, Kant'a göre, rasyonalizmi de empirizmi de aşarak gelişmiştir. Başka bir deyişle fizik, rasyonalizmin ve empirizmin ulaştığı sonuçları yanlışlayarak gelişir.
Buna göre, en sağlam bilgi modeli olarak düşünülen matematiği örnek alan rasyonalizm, şeylerin kendilerine yönelmeden, kendileriyle temas kurmadan, yalnızca düşünceleri birbirlerine bağlamakla yetinip, şeylerin kendileriyle ilgili olarak deney öncesi sonuçlara ulaşır.
Oysa fizik, matematiği de kullanarak şeylerin bizzat kendilerine yönelmekte, şeylerin kendileriyle, rasyonalizm tarafından kurulamayan teması başarılı bir biçimde kurmaktadır.
Kant'a göre, Hume'un empirizmi, belirli bir nedenden daima aynı sonucun çıkacağını hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğimizi savunmak suretiyle, nedensellikle ilgili olarak kuşkucu bir tavrı benimsemiştir.
Oysa, çok başarılı sonuçlar elde etmiş olan fizik, neredeyse tümüyle nedensellik ilkesine dayanmaktadır.
Kant bu bağlamda, kendine düşen işin, rasyonalizm ve empirizm tarafından açıklanıp temellendirilemeyen bilimi, özellikle de fiziği temellendirmek, bilimsel bir biçimde düşündüğü zaman insan zihninin nasıl işlediğini bulmak olduğunu düşünmüştür.
Başka bir deyişle, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır.
Bununla birlikte, bu hiç de kolay bir iş değildir. Çünkü bilim ve din yüzyıllardır amansız bir mücadele içinde olmuşlar ve bilim, dinin otoritesi karşısında mutlak bir zafer kazanma yoluna girmiştir.
Bu zafer, Kant'a göre, bilimin bakış açısından iyi ve olumlu olmakla birlikte, ahlak ve dinin bakış açısından tam bir felakettir.
Bilimin, dinin müdahaleleri karşısında özerkliğini kazanması hiç kuşku yokki iyi bir şeydir. Fakat bu, bilimsel olmayan tüm inançların, din ve ahlakın temelsizleşmesi ve anlamsızlaşması anlamına geliyorsa, bilimin zaferi, insanlık açısından gerçek bir felakettir.
Kant, öyleyse, yalnızca din, bilim ve ahlakı temellendirmek durumunda kalmamış, fakat rasyonel bir varlık olmanın ne anlama geldiğini gösterme durumunda kalmıştır.
Bu amacı gerçekleştirebilmek için, hem Descartes'ın rasyonalizminden ve hem de Hume'un empirizminden önemli gördüğü ögeleri alarak, transandantal epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiş, yükselen bilimin felsefi temellerini gösterdikten sonra, özgürlük ve ödev düşüncesine dayanarak Hıristiyan ahlakını savunma çabası vermiştir.
Başlıca Eserleri
Kritik der reinen Vernunft (Saf Aklın Eleştirisi), 1781
Prolegomena zu einer jeden künftigen Metaphysik (Prolegomena: Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe), 1783
Grundlegung zur Metaphysik der Sitten (Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi), 1785
Kritik der praktischen Vernunft (Pratik Aklın Eleştirisi), 1788
Kritik der Urteilkraft (Yargı Gücünün Eleştirisi), 1790
Religion innerhalb der Grenzen der bloßen Vernunft (Salt Aklın Sınırları içinde Din), 1793
Metaphysik der Sitten (Ahlak Metafiziği), 1797
http://www.cnnturk.com/YA...;HID=1&haberID=156661
güncel Önemli Başlıklar