bugün

bu bir demdir gelir gecer

bazi zamanlarda insan kendini sanki bogaz köprüsü trafiginde sıkısmıs bir iett otobusundeymis gibi hisseder. hatta kapi önünde sıkısmıstır. yolu uzun ammavelakin lanet trafik yurumez. hatta yol iki davarin kaza yapmasindan dolayi sıkısmıs olabilir. zayiatlari en fazla camurlukta bir kac ciziktir. zabıt tutturmak icin polisi beklerler. sonradan görme davarlar olduklari icin 3 kurus cıkmasinda cebimden öpeyim dunyanin anasini dusturuna sahiptirler. otobusun ici havasiz, bir turlu susmayan bebek sesleri ve onlarin ablak suratli gerikali ebeveynleri buna bir cözüm bulamaz cunku, onlar bakamayacaklarin cok cocuk yapan ve sifirlara yeni sifirlar ekleyen kisilerdir. tam karsisinda bangir bangir kulakligi ile catlak sesli makam bilmez bir parcayi inadina tekrar tekrar dinleyen birisi vardir. butun bunlara bos verip iyi seyler dusunmeye calisir ama bu cangilda ne mumkun? hava bok gibi sicaktir ustelik... dayanmaya calisir. ustune ustluk bunlara bir de fiziksel yorgunluk ceker. yapilacak o kadar angarya is vardir ki ... hic bir hikayesi olmayan ve her gun bir birnin ayni suratlari görmekten bezmistir. trafik sidik yolu ile biraz hareketlenmistir. ilk durakta iner ve paraya kıyar taksiye biner... zar zor eve atar kendini. butun angarya isleri halletmemek icin paket posta yapar ve devirir topu yatar. sabah kalktiginda bezginilik vardir. ise gitmez. butun gun averelik yapar. ertesi gunde gitmez. bir kac gun ustuste gitmez. isyerinden ararlar o artik gelmeyecegini söyler bir bahane uydurup. alacaklarini bankaya atmalarini söyler. en sonunda o artik kendini ölüme hazirlamaya baslar. gerisi sessizlik...