bugün

özlemeye alışmak

okulun ilk günü

lise 2 nin ilk başlarıydı. okul daha yeni açılmıştı. annemle ettiğim bin bir kavga sonucu kendimi sosyal sınıfa yazdırmayı başarmıştım. o ısrarla türkçe-mat okumamı istiyordu, ama ben mat anlamadığım için inatla sözel sınıf istiyordum.nitekim öyle oldu. ben artık bir sözel öğrencisiydim. okula gittim ve sınıfıma oturdum.

sınıfım

sınıfım 20 kişiden oluşuyordu. sıcak ve samimi bir ortam diyelim. sınıfa ilk girdiğimde gözüme çarpan şey kısa boylu, esmer uzun saçlı bir kızın bana gülümsemesiydi. hemen fırsat bilip yanına oturdum. (fırsatçı ben) biraz konuştuk ve arkadaş olduk.

güzel günler

okul gittikçe keyifli gelmeye başlamıştı. uzun saçlı kızla aramız çok iyiydi. derslerimiz pek iyi değildi ama kafalarımız her daim güzeldi. herkesten gizli okulun yanındaki parkta bira içiyorduk. uzun saçlı içmezdi ama beni yalnız da bırakmazdı. oturup saatlerce eski sevgilisinin hikayesini anlatırdı. hadi bi daha bi daha derken bir dönem bitmişti bile.

kara kedi

bir gün uzun saçlının eski sınıf arkadaşı olan uzun boylu bir kız aramıza girdi. onu benden koparmıştı artık. çok yalnızdım. yalnız da içilmiyordu. hemen birini bulmam gerekliydi ama kimi ? sonra sınıftan eşşek gözlü bir kızla samimi oldum. onunda tombik bi arkadaşı vardı melek görünümlü şeytan. sonradan anladım acı bi şekilde. artık üçümüz takılıyorduk. eşşek gözlünün evi bizim yeni sığınağımız olmuştu. mutluyduk..

sınıftaki erkekler

hepsiyle samimi olmaya başlamıştık. iyi temiz çocuklardı. bizleri kolluyorlardı başka sınıftaki erkeklerden. bazen sınıfa içki sokup kağıt oynuyorduk. bir gün bi tanesi benimle ilgilenmeye başladı. lakabı çekirgeydi. çok fazla yakışıklı değildi ama gideri vardı. ben bi türlü ısınamıyordum ona. derken bi gün koridorun sonundaki kaloriferin önünde bana çıkma teklifi etti. ben düşünmeliyim bana zaman ver dedim. o da tamam iyi düşün biz aynıyız dedi ve sınıfa gitti. düşünmem 3 dakika sürmüştü sınıfa girip evet dedim. (salak ben)

aşk

aramızda dolu dizgin bir aşk başlamıştı. hiç kimse bilmiyordu bunu herkesten gizliyorduk.sadece başka sınıftan samimi olduğum bir kız arkadaşım biliyordu. oda bizim gözcülüğümüzü yapıyordu. aradan 3 gün geçmişti biz hala elele tutuşamamıştık.(safmıydık neydik)

kaderin oyunu

o gün resmi bir gündü. herkes dışarıda sıraya girmiş töreni izliyordu. biz sınıfta tektik. soranlara nöbetçiyiz biz yeea diyorduk. herkes inmişti.sadece sınıflarda 2 şer nöbetçi vardı. hava soğuktu ben kaloriferin yanında oturmuş şarkı söylüyordum. çekirge de tahtada benim falıma bakıyordu. şebeklikler yapıp beni güldürüyordu. sonra gelip yanıma oturdu ve ellerin mi üşüyor? dedi. o öyle deyince ben daha bi üşür oldum. o sırada ellerimi tutup kaloriferin üstüne götürdü ısıtalım onları dedi.(ilk elele tutuştuğumuz büyülü an) kapı cart diye açıldı ve müdür yardımcısı içeri girdi. herifin gözlerinden ateş çıkıyordu. adeta bir ejderha gibi ateş saçarak siz napıyorsunuz burda! diye höykürdü.(ebenin amını) dedim içimden. biz nöbetçiyiz sınıfı bekliyoruz dedim ben. çekirge hemen ayağa fırladı ve hocam biz şey yapmadık dedi(mal niye hemen öyle dediyse sanki seviştik töbe allam) hoca gel sen bakıyım dedi ve çekirgeyi alıp odasına gitti.(biraz ahlak dersi verip göndermiş)

ayrılık

aslında onu hiç sevmemiştim. sadece boşluğuma denk gelmişti. zaten aramızda da pek bi halt geçmemişti. kibarca ayrılmak istediğimi söyledim. oda tamam bacım der gibi kabullendi. sonra iki iyi arkadaş olduk ve konuyu kapattık.

eğlenceli günler

sınıf az kişi olduğundan herkes birbiriyle çok samimiydi. biz kızlar genelde toplanıp sahildeki emirgan çay bahçesine gidip dedikodu yapıyorduk. paramız oldukça da luna parka gidip araba yarışı yapıyorduk. zamanla erkeklerde bize ayak uydurmaya başladı. her gün birinin doğum gününü kutlama bahanesiyle sınıfta yiyip içip eğleniyorduk..

memcos

bu yazının asıl çıkış noktasına geldik. beni uludağ sözlükle tanıştıran çok sevdiğim kadim dostum mehmet! bakın burda hiç abartmıyorum sınıfın en komik en fırlama öğrencisiydi.lise hayatım boyunca unutmayacağım tek karakter.(adam karikatürden fırlamış gibi doğal komik) bir de öyle güzel bir yüreği vardır ki onun , bir insanın içinde hiç mi kötülük olmaz..
hep iyi ki o sınıfa gidip onu tanıma şansını bulmuşum derim. hala görüşebiliyor olmamızda çok güzel bir olay. şimdilerde burdan birazcık uzakta olduğundan görüşemiyoruz. ama yine eski günlerdeki gibi toplanıp dostlarla vakit geçireceğimiz günler yakındır...