bugün
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı72
- metin arolat27
- ctrlx9
- neden sürekli kabız oluyorum14
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri11
- narin güran17
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın12
- bel çevreniz kaç cm12
- bimde çalışanda akıl var mı13
- anın görüntüsü22
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- sudekiray12
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
- cennetteki köşklerin 70000 odası olması11
- clara heidi'nin halası mı teyzesi miydi9
- ilk buluşmada erkekten istenecek belgeler9
- sözlük erkeklerinin mesleği ve maaşı23
- evlenmelik sözlük erkekleri18
- çok güzel ama aptal hatun25
- hiç fuhuş yaptınız mı15
hayatın her alanında karşımıza çıkan söylemlerdir.
çocukken ailemizin içinde duymaya başlarız ilk, anne - baba kavgalarında, ebeveynlerimizin televizyonda, gazetede gördüğü bir haber ya da konu karşısında kendi doğru tanımlarına uymayan her şeye karşı geliştirdiklerine tanıklık ederiz.
sokakta duyarız sonra, mahalle maçlarında, oyunlarda, sevimeyen mahalle çocuklarına karşı edilen küfürlerde duyarız.
biraz büyüyüp okula başladığımızda, alasını okulda duyarız. hocalarımızdan, sınıf arkadaşlarımızdan. yaşadığımız ülkenin remi ideoloji aygıtlarından en önemlisi olan okullar, bu resmi ideolojinin dışına düşen hiç bir şey'e karşı hoş görülü değillerdir. ve bu söylemi geliştirir, işin daha vahimi bizlerinde geliştirmesi gerektiğini öğretir, geliştirmemenin öteki olduğunu empoze ederler.
okul bitip üniversiteye gittiğimizde, üniversitelerimizde duyarız nefret söylemini. düşünmemiz gereken, inanmamız gereken bir algılama hali vardır, düşünceler bütünü vardır. bunların dışında düşünenler ve inananlar lanetlenir her daim, kavgalar çıkar, yer yer kan dökülür. bazen nefret söylemini biz geliştirirz bu durumlarda ve bazen de nefret söylemine biz maruz kalırız.
üniversiteden mezun olup işe başladığımızda, iş yerimizde, dahil olduğumuz sosyal ortamlarda her daim haşır neşirizdir nefret söylemiyle. ama çocukluktan beri duymaya alışmış olmanın bir vurdum duymazlığı da hakimdir bizlere. yadırgamaz, yanlış bulmaz, düzeltmek için müdahale etmeyiz.
eş cinsellere karşı, bzden olmayan halklara karşı ama özellikle de kadınlara karşı geliştirilir bu söylem. ve hatta taraftarlar arasında dahi en sık kullanılan argmanlar bu nefret söylemine çıkar.
peki kadın denilen varlığa karşı nasıl geliştirirz bu söylemi? şöyle ki, ortada birileri tarafından tanımlanmış (kim olduğunu bilmiyoruz, ama araştırmalarımız sürüyor) bir kadın profili vardır. eve erken saate giren, içkiyi dozunda içen, sokakta sigara içmeyen, sakız çiğnemeyen, erkekler ile münasebetine her daim dikkat eden, evlenmek için hazırlanan, evlendiğinde harika bir gelinlik giyen ve evlendiği adamı asla aldatmayan, onun çocuğunu doğurup iyi annelik eden, çalışıyor ise parasını kocasına veren, ama genelde evde çocuk bakması gereken bir kadındır bu. bu kadın tanımına çıkan her kadın bizim için: orospu'dur. orospu kelimesi, para kazanmak için erkekler ile yatan kadın demektir. yani karnını doyurmak için bedenini satan kadın. bu kötü, pis ve ahlaksız kadındır. eğer bir kadın yukarıdaki kadın imgesine uymuyor ise, toplum tarafından kabullenilmiş bu orospuluk statüsüne ulaşır. ya da düşer.
peki nefret söyleminden nasıl arınacağız? bu sandığımız kadar kolay olmasa gerek. en hümanist, en empati kurma yeteneğine sahip insanlar dahi, bu öğretilmişliğin dışına çıkamıyorlar ne yazık ki. bir şekilde hayatımızın br yerlerinde bu söylemlerden nasipleniyoruz. bir arkadaşımız ile şakalaşırken dahi kullandığımız dil, arkadaşımızı aşağılamıyor aksine, ona htap ederken kullandığımız tanımın kitlesini tümüyle aşağılıyor genelde.
ama imkansız değildir elbette, öncelikle kafamızda resmi ideoloji tarafından tanımlanmış bir takım kelimelerin, bir takım toplumsal algıların ve grupların bizim için tanımlarını doğru düzgün yapmalıyız sanırım.
çocukken ailemizin içinde duymaya başlarız ilk, anne - baba kavgalarında, ebeveynlerimizin televizyonda, gazetede gördüğü bir haber ya da konu karşısında kendi doğru tanımlarına uymayan her şeye karşı geliştirdiklerine tanıklık ederiz.
sokakta duyarız sonra, mahalle maçlarında, oyunlarda, sevimeyen mahalle çocuklarına karşı edilen küfürlerde duyarız.
biraz büyüyüp okula başladığımızda, alasını okulda duyarız. hocalarımızdan, sınıf arkadaşlarımızdan. yaşadığımız ülkenin remi ideoloji aygıtlarından en önemlisi olan okullar, bu resmi ideolojinin dışına düşen hiç bir şey'e karşı hoş görülü değillerdir. ve bu söylemi geliştirir, işin daha vahimi bizlerinde geliştirmesi gerektiğini öğretir, geliştirmemenin öteki olduğunu empoze ederler.
okul bitip üniversiteye gittiğimizde, üniversitelerimizde duyarız nefret söylemini. düşünmemiz gereken, inanmamız gereken bir algılama hali vardır, düşünceler bütünü vardır. bunların dışında düşünenler ve inananlar lanetlenir her daim, kavgalar çıkar, yer yer kan dökülür. bazen nefret söylemini biz geliştirirz bu durumlarda ve bazen de nefret söylemine biz maruz kalırız.
üniversiteden mezun olup işe başladığımızda, iş yerimizde, dahil olduğumuz sosyal ortamlarda her daim haşır neşirizdir nefret söylemiyle. ama çocukluktan beri duymaya alışmış olmanın bir vurdum duymazlığı da hakimdir bizlere. yadırgamaz, yanlış bulmaz, düzeltmek için müdahale etmeyiz.
eş cinsellere karşı, bzden olmayan halklara karşı ama özellikle de kadınlara karşı geliştirilir bu söylem. ve hatta taraftarlar arasında dahi en sık kullanılan argmanlar bu nefret söylemine çıkar.
peki kadın denilen varlığa karşı nasıl geliştirirz bu söylemi? şöyle ki, ortada birileri tarafından tanımlanmış (kim olduğunu bilmiyoruz, ama araştırmalarımız sürüyor) bir kadın profili vardır. eve erken saate giren, içkiyi dozunda içen, sokakta sigara içmeyen, sakız çiğnemeyen, erkekler ile münasebetine her daim dikkat eden, evlenmek için hazırlanan, evlendiğinde harika bir gelinlik giyen ve evlendiği adamı asla aldatmayan, onun çocuğunu doğurup iyi annelik eden, çalışıyor ise parasını kocasına veren, ama genelde evde çocuk bakması gereken bir kadındır bu. bu kadın tanımına çıkan her kadın bizim için: orospu'dur. orospu kelimesi, para kazanmak için erkekler ile yatan kadın demektir. yani karnını doyurmak için bedenini satan kadın. bu kötü, pis ve ahlaksız kadındır. eğer bir kadın yukarıdaki kadın imgesine uymuyor ise, toplum tarafından kabullenilmiş bu orospuluk statüsüne ulaşır. ya da düşer.
peki nefret söyleminden nasıl arınacağız? bu sandığımız kadar kolay olmasa gerek. en hümanist, en empati kurma yeteneğine sahip insanlar dahi, bu öğretilmişliğin dışına çıkamıyorlar ne yazık ki. bir şekilde hayatımızın br yerlerinde bu söylemlerden nasipleniyoruz. bir arkadaşımız ile şakalaşırken dahi kullandığımız dil, arkadaşımızı aşağılamıyor aksine, ona htap ederken kullandığımız tanımın kitlesini tümüyle aşağılıyor genelde.
ama imkansız değildir elbette, öncelikle kafamızda resmi ideoloji tarafından tanımlanmış bir takım kelimelerin, bir takım toplumsal algıların ve grupların bizim için tanımlarını doğru düzgün yapmalıyız sanırım.
güncel Önemli Başlıklar