bugün
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı15
- sabah başlayan baş ağrısı8
- anın görüntüsü29
- sari renkli seker14
- victor osimhen9
- jose mourinho21
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- sudekiray14
- eve çağıran erko24
- bimde çalışanda akıl var mı17
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı109
- fenerbahçe taraftarı31
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı11
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı13
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var;
akıl için son tavır saçlarını yolmak var...
beyit dikkatlice okunduktan sonra sıra bir kavram seçmeye gelir, buradaki püf noktası seçilecek kavramın olabildiğine muğlak olmasıdır. Mesela yeşil veya kırmızı bi elmayı seçsek olmaz, çünkü üzerinde düşünülecek bir giriftarlığı yoktur. Bu tür çıkmazlarda her zaman joker vazifesi gören kader kavramını tavsiye ederim ben, daima işe yarar.
Evet beyiti okuyup kaderi de kendimize case olarak seçtikten sonra olaylar şu şekilde gelişir:
Önce derinlemesine düşündükçe sanki anlar gibi oluruz bişeyleri fakat biraz daha derine indiğimiz anda (ki bu bizim elimizde değildir maalesef istemesek de newton'un yasası geçerlidir daima bu durumlarda) bi bakarız karşımıza jelatini daha üstünde sorular çıkarılır aklımız tarafından, işin kötüsü her yeni gelen soru eskisine verdiğimiz cevabı geçersiz kılmakta ve bizi daha da derinlere çekmektedir; buraya kadar ki görev ilk mısranın işiyken buradan sonraysa sazı eline 2.mısra alır; bir püf nokta; burada mısralar arası geçişte kıstas kesinlikle zaman değildir. Aslolan bilincimizin ne kadar bilebiliritesi olduğu ve bu olasılıkların bağını kurabilecek ilinti gücüne sahip olup olmadığımızıdır. ilişki bu bağlamda ters orantılı olarak işler; ne kadar bilinç düzeyimiz yukarıdaysa o kadar geç geçilir 2.mısranın hükmüne; çünkü ikinci mısraya geçildiğinde artık aklımızın soru üretebilecek kadar randımanı kalmamıştır, haliyle son sorulan soru genellikle evvelkilerin de hükmünü düşürdüğü için ortada sadece bir soru ve cevapsız bir boşluk kalır; işte o nokta artık aklın teslim bayrağını çekip benden ötede bişeyler var galiba dediği ve kabul etmek istemediği bu gerçeklik karşısında isyana kalkıştığı andır... Bi sonraki aşama için bkz. imanın(aşkın) akıla galebe çalması)
işte Necip Fazılın büyük şairliği ise benim en basit ve kaba şekliyle dahi 10 satırda anlatabildiğim bu gerçekliği sadece 2 satıra sığdırmasındadır, Neye inanırsak inanılım ama büyük şair vesselam..
Edit: Hem eski bohemlerden kim kalmış hem kuzum!! Güzel kadınların güzel bacaklarından anında bir ters U dönüş ölümsüz ruhların ölümsüz fikirlerine doğru tam yol ileri!
akıl için son tavır saçlarını yolmak var...
beyit dikkatlice okunduktan sonra sıra bir kavram seçmeye gelir, buradaki püf noktası seçilecek kavramın olabildiğine muğlak olmasıdır. Mesela yeşil veya kırmızı bi elmayı seçsek olmaz, çünkü üzerinde düşünülecek bir giriftarlığı yoktur. Bu tür çıkmazlarda her zaman joker vazifesi gören kader kavramını tavsiye ederim ben, daima işe yarar.
Evet beyiti okuyup kaderi de kendimize case olarak seçtikten sonra olaylar şu şekilde gelişir:
Önce derinlemesine düşündükçe sanki anlar gibi oluruz bişeyleri fakat biraz daha derine indiğimiz anda (ki bu bizim elimizde değildir maalesef istemesek de newton'un yasası geçerlidir daima bu durumlarda) bi bakarız karşımıza jelatini daha üstünde sorular çıkarılır aklımız tarafından, işin kötüsü her yeni gelen soru eskisine verdiğimiz cevabı geçersiz kılmakta ve bizi daha da derinlere çekmektedir; buraya kadar ki görev ilk mısranın işiyken buradan sonraysa sazı eline 2.mısra alır; bir püf nokta; burada mısralar arası geçişte kıstas kesinlikle zaman değildir. Aslolan bilincimizin ne kadar bilebiliritesi olduğu ve bu olasılıkların bağını kurabilecek ilinti gücüne sahip olup olmadığımızıdır. ilişki bu bağlamda ters orantılı olarak işler; ne kadar bilinç düzeyimiz yukarıdaysa o kadar geç geçilir 2.mısranın hükmüne; çünkü ikinci mısraya geçildiğinde artık aklımızın soru üretebilecek kadar randımanı kalmamıştır, haliyle son sorulan soru genellikle evvelkilerin de hükmünü düşürdüğü için ortada sadece bir soru ve cevapsız bir boşluk kalır; işte o nokta artık aklın teslim bayrağını çekip benden ötede bişeyler var galiba dediği ve kabul etmek istemediği bu gerçeklik karşısında isyana kalkıştığı andır... Bi sonraki aşama için bkz. imanın(aşkın) akıla galebe çalması)
işte Necip Fazılın büyük şairliği ise benim en basit ve kaba şekliyle dahi 10 satırda anlatabildiğim bu gerçekliği sadece 2 satıra sığdırmasındadır, Neye inanırsak inanılım ama büyük şair vesselam..
Edit: Hem eski bohemlerden kim kalmış hem kuzum!! Güzel kadınların güzel bacaklarından anında bir ters U dönüş ölümsüz ruhların ölümsüz fikirlerine doğru tam yol ileri!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar