bugün

entry'ler (59)

iyi bir insan olmak

işe yarasın diye olunmaması gerekendir.

hoşlanan kız nasıl belli eder

bir kızdan hoşlanıyor ve bu sorunun yanıtını arıyorsanız o kız sizden hoşlanmıyordur.

duştan sonra yapılacak ilk şey

dumanı üstünde bir kahve eşliğinde kitap okumak.

dünyadan uzak

çok başarılı bir pinhani şarkısı. 2020'nin en iyi şarkısı da denebilir. sakiler tarafından yapılan coverı da güzel.

aşk ve pokerin çok benzer olması

her ikisi de karşıdakinin hareketlerini iyi okumayı gerektirdiğinden katıldığım benzetmedir.

türk kovboy filmleri

en iyi örneği cem yılmaz'ın yahşi batı filmidir. gerisini siz düşünün.

inatla yaşamaya tutunan anadolu halkı

hatalı olan bir beyandır. bence asıl inatla yaşamaya tutunan büyükşehir insanıdır. git yaşa bakayım bir ay bir anadolu köyünde bir derdin sıkıntın kalıyor mu?

erkek sevdiği kızı 5 yıl bekler mi

bekler beklemesine ama babayı alır. çekim anlık oluşur.

show tv teletextini açıp osbir çekmiş efsane nesil

teletex varsa televizyon da vardı dediğim nesildir. ulan o piksel piksel şeylere bakacağınıza bir magazin programı açsaydınız bari.

29 kasım kolombiya uçak kazasını tahmin eden adam

Jose Ferreira dos Santos Carlinhos isimli 53 yaşındaki medyum tarafından tahmin edilmesiyle kazandığı ünvandır.
Carlinhos, "Bir futbol takımının tamamı uçak kazasında ölecek. Bunu not edin, bu dediğim bir buçuk yıl içinde gerçekleşecek" demişti. Aynı dayı 2014 Dünya Kupası öncesi maçları öncesi yaptığı tahminlerle ünlenmiş. (bkz: brezilya 1 almanya 7)

sesli rüya görmek

sabahları alarmın sesini rüyama entegre ederek gerçekleştirdiğim olay. bazen açık bırakılan televizyonla da yaşanabilir.

gece gece mantı açan anne

gece gece yenmemesi gereken mantıdır. (bkz: obezite)

90 lar deyince akla ilk gelen

hugodur.
bizim telsiz bir telefon vardı. hugo'yu arıyorum, tek hayalim hattı düşürebilmek. fark ettim ki bir tuş var son numarayı gösteriyor, numara gelince basıyorsun "ara" tuşuna arıyor hemen. bunu fark ettiğim ilk gün düşürdüm yani bağlandım telefon numarası gibi bilgiler istediler, verdim. arayan olmadı. ikinci gün dedim ki herhalde düşürenler arasında kura çekiyorlar. aradım da aradım. onlarca kez bıraktım numaramı arayacaklar umuduyla. olmadı. sonraki gün daha fazla bıraktım. daha sonraki gün daha da fazla. ay sonunda sağlam bir fatura gelmişti, peder sağlam bir fırça çekti. "0"lı numaralara aramaya kapattı telefonu, hala var mı "0"lı numaralara kapatmak bilmiyorum. ilk aklıma bu geldi.

türkiye tarihinin en saçma dizisi

(bkz: büyümüş de küçülmüş)
http://alkislarlayasiyoru...yumus-de-kuculmus-1-bolum

kemal sunal ın başarısız tecavüz girişimi

kemal sunal'ın değil abdi şakrak'ın girişimidir. (bkz: abdi şakrak)

eski sevgilinin 12 yıl sonra barışmak istemesi

erkek arkadaşından sağlam bir tekme yemiş kadının isteğidir.

mail adresiniz kaç yaşında

gmail 5 yıl falan olsa gerek. hotmail'in bir 10 yılı vardır.

kadınların selanik göçmeni erkek hayranlığı

türkiye'de ise göçmen değil mübadildir. ayrıca içinde olduğum gruptur.

gecenin sözü

insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.

lisedeki arkadaşlarla geçmişi yad etme zirvesi

Ayda bir yaptığımız liseden yaklaşık 20 arkadaşın katıldığı zirvedir.
Mayıs ayında lisedeki arkadaşlarla geçmişi yad etme zirvesinin 21’incisini gerçekleştirdik. Zirvede 16 arkadaş vardı. Kadıköy’deki bir kafede buluşma kararı almıştık. Zirveye ben 1 saat rötarlı katıldım. Geldiğimde herkes yüzüme garip garip gülerek bakıyordu. Bu gülme şekli anlatılmaz yaşanır, hani böyle dalga geçiyor gibi de değil, “aaa bir seyler yazar’da gelmiş ne güzel” der gibi de değildi. Garson geldi “lipton ice tea şeftalili” istedim, farklı bir markadaki buzlu çay olduğunu öğrenince su istedim. O bakışlara o kadar uyuz olmuştum ki hırsımı garson kızdan çıkartmıştım adeta. Sonra lisedeyken samimi olduğumuz Beyza’nın bana whatsap’dan yazdığını farkettim. Baktım ki “:D” yazmış. iyicene sinirlendim. Beyza dedim sert bir şekilde. “Efendim?” dedi.
- Hayırdır, gülücükler falan atmışsın.
- Ne oldu senin gelmene sevindim.
- Neden?
- Neden sevinmiyim?
- iyi. Ben kalkıyorum. (O kadar sinirlenmiştim ki)
- Kalkma lütfen.
- Neden?
- Sana söyleyeceğim şeyler var.
- Senin mi, hepinizin mi?
- Sadece benim .
- Tamam o zaman.
Sustum ve gelen hamidiye suyumu yudumlarken “Ne diyecek bu?” diye düşünmeye başladım. Bu arada milletin bana bakıp gülüşmeleri devam ediyor. Yaklaşık 20 dakika sonra Beyza bana seslendi.
- Evet.
- Hatırlıyor musun 19 Mayıs gösterilerinde seninle eş olmuştuk.
- Evet.
- Gösteri sabahı seninle buluşmuştuk.
- Evet.
- Sonra bir pastaneye gidip kahvaltı yapalım demiştim.
- Evet.
- Kahvaltıda gösteride giyineceğin pantoluna çay dökmüştüm. Sonra sana mağaza mağaza lacivert kumaş pantolon aramıştık, bulmuştuk.
- Evet.
- Bilerek dökmüştüm.
- Neden?
- Poponda kocaman bir yırtık vardı da ondan.